Translation of "Akşama" in French

0.011 sec.

Examples of using "Akşama" in a sentence and their french translations:

Sabahtan akşama kadar çalışırız.

Nous travaillons du lever au coucher du soleil.

Sabahtan akşama kadar çalışıyordu.

Il travaillait du matin au soir.

Roger sabahtan akşama kadar çalışır.

Roger travaille du matin au soir.

Akşama doğru yağmur yağmaya başladı.

Ça s'est mis à pleuvoir vers la soirée.

O, sabahtan akşama kadar çalıştı.

Elle travaillait du matin au soir.

Sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyordu.

Il travaillait sans cesse, du matin jusqu'au soir.

Sabahtan akşama kadar çiftlikte çalışıyor.

Il travaille à la ferme du matin au soir.

Tom akşama kadar burada olacak.

Tom sera présent ce soir.

Doktor sabahtan akşama kadar çalışıyor.

Les médecins travaillent du soir au matin.

- Sabahtan akşama kadar onu çalıştırdılar.
- Onu sabahtan akşama kadar çalışmaya zorladılar.
- Onu sabahtan akşama kadar çalıştırdılar.
- Onu sabahtan geceye kadar çalıştırdılar.

Ils le firent travailler du matin au soir.

Akşama kadar kalıp havai fişekleri izleyelim.

Restons jusqu'à la nuit et regardons le feu d'artifice.

Akşama doğru kar yağacak gibi görünüyor.

On dirait qu'il va neiger ce soir.

Akşama kadar bunu bana getirebilir misin?

- Peux-tu me l'obtenir pour la fin de la journée ?
- Pouvez-vous me l'obtenir d'ici la fin de la journée ?

Filmlerden konuşmuşken, neden akşama sinemaya gitmiyoruz?

En parlant de films, pourquoi n'irions-nous pas au cinéma ce soir?

Oshin'e sabahtan akşama kadar iş yaptırdılar.

Ils faisaient travailler Oshine du matin au soir.

Sabahtan akşama kadar çalışmaya devam etti.

Il continua à travailler du matin jusqu'au soir.

O her zaman sabahtan akşama kadar çalışıyor.

Il ne fait que travailler du matin au soir.

Sabahtan akşama kadar şikayet etmekten başka bir şey yapmaz.

Il ne fait que se plaindre du matin au soir.

O, sabahtan akşama kadar yakınmaktan başka bir şey yapmaz.

Elle ne fait que se plaindre du matin au soir.

- Tom bütün gün evde duruyor.
- Tom sabahtan akşama kadar evde oturur.

Tom reste à la maison toute la journée.