Translation of "Bekliyor" in Finnish

0.017 sec.

Examples of using "Bekliyor" in a sentence and their finnish translations:

Bekliyor olacağız.

Me odotamme.

Tom bekliyor.

Tom odottaa.

O bekliyor.

- Hän odottaa.
- Hän on odottamassa.

Herkes bekliyor.

Kaikki odottavat.

- Herkes seni bekliyor.
- Herkes sizi bekliyor.

Kaikki odottavat sinua.

Tom birisini bekliyor.

Tom odottaa jotakuta.

Onlar dışarıda bekliyor.

He odottavat ulkona.

Herkes bekliyor mu?

Odottaako jokainen?

Tom sizi bekliyor.

Tom odottaa sinua.

Tom muhtemelen bekliyor.

- Tom todennäköisesti odottaa.
- Tom kai odottaa.
- Tom luultavasti odottaa.
- Tom varmaan odottaa.

Bir taksi bekliyor.

Taksi odottaa.

Tom bekliyor olacak.

Tom tulee odottamaan.

Ailen aramanı bekliyor.

Vanhempasi odottavat soittoasi.

Arkadaşların seni bekliyor.

Ystäväsi odottavat sinua.

Ailen seni bekliyor.

Perheesi odottaa sinua.

Tom, Mary'yi bekliyor.

Tom on odottanut Maria.

Orada bekliyor olacağım.

Minä odotan tuolla.

Hepsi gece karanlığını bekliyor.

Ne kaikki odottavat yön tuomaa suojaa.

Şimdi istasyonda bekliyor olabilir.

Voi olla, että hän juuri nyt odottaa asemalla.

Tom, Mary'yi arabasında bekliyor.

Tomi odottaa autossaan Maria.

O, karşılığında ne bekliyor.

Mitä hän odottaa vastineeksi?

Onlar bir şey bekliyor.

He odottavat jotakin.

Tom asansörlere yakın bekliyor.

- Tomi odottaa hissien vieressä.
- Tomi odottaa hissien luona.

Tom Mary'nin cevabını bekliyor.

Tomi odottaa Marin vastausta.

Tom, Mary'nin yanıtını bekliyor.

Tom odottaa Maryn vastausta.

Zor kararlar bizi bekliyor.

Edessä on vaikeita päätöksiä.

Başka misafirler bekliyor muyuz?

Odotammeko muita vieraita?

- Parlak bir gelecek sizi bekliyor.
- Parlak bir gelecek seni bekliyor.

Sinulla on loistelias tulevaisuus edessä.

Şehirli avcılar da hazırda bekliyor.

Ja urbaanit saalistajat odottavat jo.

Lütfen çabuk ol! Tom bekliyor.

Voisitko pitää kiirettä! Tom odottaa.

Yolcular gecikmenin nedenini öğrenmeyi bekliyor.

Matkustajat odottavat, jotta saisivat tietää viivästyksen syyn.

Tom ve Mary seni bekliyor.

Tomi ja Mari odottavat sinua.

Tom seni ve Mary'yi bekliyor.

Tom odottaa sinua ja Marya.

O, haziranda bir çocuk bekliyor.

Hän odottaa vauvaa kesäkuuksi.

Gerçekten Tom'un zamanında gelmesini bekliyor musun?

Odotatko todella Tomin saapuvan ajoissa?

Ailen bu gece seni eve bekliyor.

Vanhempasi odottavat, että menet kotiin tänä iltana.

Tom ne olacağını görmek için bekliyor.

Tom odottaa näkevänsä, mitä tapahtuu.

Ancak bilim adamları bu sayının artmasını bekliyor.

Mutta tutkijat uskovat tuon luvun nousevan.

Gerçekten Tom'un sana gerçeği söylemesini bekliyor musun?

Oletatko todella, että Tom kertoo sinulle totuuden?

Sular yükselene kadar... ...onu zorlu bir gece bekliyor.

Nousuveden tuloa odotellessaan - sillä on rankka yö edessään.

- Buna inanmamı bekliyor musun?
- Ona inanmamı mı bekliyorsun?

Oletatko, että uskoisin sen?

- Bir şey bekliyor musun?
- Bir şeyi mi bekliyorsun?

Odotatko sinä jotain?

Sadece sefil ve şerefsiz ölüm sizi burada bekliyor.

Täällä teitä odottaa vain kurja, kunniaton kuolema.

Ben az önce istasyona vardım.Seni kütüphanede bekliyor olacağım.

Tulin juuri asemalle. Odotan sinua kirjastossa.

Açlar ve tamamen annelerine bağımlılar. Anneyi yoğun bir gece bekliyor.

Ne ovat nälkäisiä ja täysin riippuvaisia siitä. Sillä on kiireinen yö edessä.

Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.

Yritys toimittaa työntekijöilleen työasut, mutta heidän oletetaan pesevän ne säännöllisesti.

- Tom, sizinle çalışmayı dört gözle bekliyor.
- Tom sizinle çalışmak için sabırsızlanıyor.

Tomi odottaa jo sinun kanssasi työskentelyä.

Seçim sizin. Kararınız neyse onu yapacağım. Bir karar verin. Dana bizi bekliyor.

Sinä päätät, mitä teen. Tee päätös, sillä Dana odottaa meitä.