Translation of "Yaralandığını" in English

0.021 sec.

Examples of using "Yaralandığını" in a sentence and their english translations:

Yaralandığını düşündüm.

- I thought you were injured.
- I thought that you were injured.

Yaralandığını görmek istemiyorum.

I wouldn't want to see you get hurt.

Kimin yaralandığını biliyorum.

I know who got injured.

Tom yaralandığını bilmiyordum.

I didn't know Tom was injured.

Onun yaralandığını söyleyebilirim.

I could tell she was hurt.

Tom'un yaralandığını söyleyebilirim.

I could tell Tom was hurt.

Tom'un yaralandığını biliyorum.

- I know Tom has been injured.
- I know that Tom has been injured.

Tom'un yaralandığını sanmıyorum.

- I don't think Tom was hurt.
- I don't think that Tom was hurt.

Tom'un yaralandığını görmek istemiyorum.

I don't want to see Tom get hurt.

Senin yaralandığını görmek istemiyorum.

I don't want to see you get hurt.

Tom'un yaralandığını görmek istemedim.

I didn't want to see Tom get hurt.

Neden bize yaralandığını söylemedin?

Why didn't you tell us you were hurt?

Tom'un nasıl yaralandığını bilmiyorum.

I don't know how Tom got injured.

Tom Mary'ye yaralandığını söyledi.

Tom told Mary that he was hurt.

Tom, Mary'nin yaralandığını söyledi.

Tom said that Mary had been hurt.

Bir sürü insanın yaralandığını gördüm.

I saw a lot of people get hurt.

Tom bazı insanların yaralandığını söyledi.

- Tom said some people got hurt.
- Tom said that some people got hurt.

Tom'un nasıl yaralandığını merak ediyorum.

I wonder how Tom got injured.

Tom'un nasıl yaralandığını biliyor musun?

Do you know how Tom got hurt?

Sana Tom'un yaralandığını kim söyledi?

Who told you Tom had been injured?

Tom Mary'nin nasıl yaralandığını bilmiyor.

Tom doesn't know how Mary got injured.

Tom'a yardıme etmeye çalışırken yaralandığını duydum.

I heard you were injured trying to help Tom.

Tom bana Mary'nin yaralandığını düşündüğünü söyledi.

- Tom told me that he thought Mary had been hurt.
- Tom told me he thought Mary had been hurt.
- Tom told me he thought that Mary had been hurt.
- Tom told me that he thought that Mary had been hurt.

Tom'un Mary'nin nasıl yaralandığını bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows how Mary got injured.
- I don't think that Tom knows how Mary got injured.

Tom ve Mary'nin her ikisinin de yaralandığını biliyorum.

- I know both Tom and Mary have been injured.
- I know Tom and Mary have both been injured.
- I know that both Tom and Mary have been injured.
- I know that Tom and Mary have both been injured.

Tom Mary'nin bir trafik kazasında yaralandığını duyduğuna şok oldu.

Tom was shocked to hear that Mary had been injured in a traffic accident.

Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.

I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.

Mary'nin bir trafik kazasında yaralandığını öğrendiğinde Tom'un yüzündeki ifadeyi asla unutmayacağım.

I'll never forget the look on Tom's face when he found out that Mary had been injured in a traffic accident.

Polis şefi muhabirlere verdiği demeçte, dün gece çıkan kavgada hem bir vatandaş hem de bir polis memuru yaralandığını söyledi.

The chief of police told reporters that both a member of the public and a police officer had been injured in last night's altercation.