Translation of "Yaptığınız" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yaptığınız" in a sentence and their english translations:

Yaptığınız yanlış.

What you're doing is wrong.

Yaptığınız ahlak dışıdır.

What you did is immoral.

Öyle yaptığınız için naziksiniz.

It is kind of you to do so.

Ne yaptığınız üzerine yoğunlaşın.

Concentrate on what you're doing.

Onu yaptığınız için teşekkürler.

Thank you for doing that.

Veya şimdi yaptığınız şey değildir.

or this thing that you are doing.

Yaptığınız şey beni rahatsız etmiyor.

I do not mind what you do.

Düzenlemeleri yaptığınız için teşekkür ederiz.

Thank you for making the arrangements.

Yaptığınız şey için çok minnettarım.

I'm very grateful for what you've done.

Yaptığınız şeyi yapmaktan hoşlanmıyor musunuz?

Don't you like doing what you're doing?

Yaptığınız şey beni mutlu etmez.

What you've done doesn't make me happy.

Yaptığınız şeyi takdir etmediğimi düşünmeyin.

Don't think that I don't appreciate what you've done.

"yaptığınız fedakarlığın derecesi ile orantılı olacaktır."

"will be related to your degree of devotion."

Yeni arkadaşlarınız yaptığınız bazı şeylere gülebilirler.

Your new friends may laugh at some of the things you do.

Bu yaptığınız çok cesurca bir şey.

This is a very brave thing you're doing.

Biz sizin yaptığınız aynı şeyi yapmalıyız.

We should do the same thing you're doing.

Tom onun için yaptığınız şeyi beğenecek.

Tom will like what you did for him.

Bunu yaptığınız için çok teşekkür ederim.

Thank you so much for doing that.

"Bugünden yirmi yıl sonra, yaptığınız şeylerden çok

"Twenty years from now, you will be more disappointed

Bir yıl önce aynı öğrencilere yaptığınız sınavın

isn't that exactly the same exam you gave to exactly the same class

Yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

and look at what you've done from the perspective of the reader.

Benim için yaptığınız her şey için teşekkürler.

- I appreciate everything you've done for me.
- I appreciate all you've done for me.
- Thanks for all you've done for me.
- Thank you for everything you've done for me.
- Thank you for everything you have done for me.

Yaptığınız şey tam olarak yapılması gereken şeydi.

What you did was exactly what needed to be done.

Bunu benim için yaptığınız için teşekkür ederim.

Thank you for doing that for me.

Tom, Mary için yaptığınız şey için minnettar.

Tom is grateful for what you did for Mary.

Hastalığım sırasında yaptığınız yardım için size borçlu hissediyorum.

I feel indebted to you for your help during my illness.

Yaptığınız işin miktarı ile orantılı olarak para alırsınız.

You get paid in proportion to the amount of the work you do.

Beni geçen gün yaptığınız şekilde hayal kırıklığına uğratmayın.

Don't disappoint me the way you did the other day.

Tom, bunu yaptığınız için sizi hiç eleştirdi mi?

Has Tom ever criticized you for doing that?

Tom, Mary'nin bunu yaptığınız için mutlu olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was happy that you did that.
- Tom said that Mary was happy that you did that.

Tom için bunu yaptığınız için size teşekkür ederim.

Thank you for doing that for Tom.

Bizim için yaptığınız her şeyi takdir ettiğimi bilmenizi istiyorum.

- I want you to know I appreciate all you've done for us.
- I want you to know that I appreciate all you've done for us.

Bizim için yaptığınız her şey için size teşekkür ederim.

Thank you for all you've done for us.

Yanlış yaptığınız her şeyi ve hayatınızda yanlış olan her şeyi

Imagine if you had a friend who constantly pointed out

- Gerekeni yaptığınız için teşekkür ederim.
- Yapılması gerekeni yaptığın için teşekkürler.

Thanks for doing what needed to be done.

Kayda değer bir şey yaptığınız ve en önemli olan şeyler onlar.

They're what is most important and where you can most move the needle.

Geçen hafta sonu ne yaptığınız hakkında size birkaç soru sormak istiyorum.

I'd like to ask you a few questions about what you did last weekend.

- Maaşınız komisyon tabanlıdır.
- Maaşınız satışa dayalıdır.
- Maaşınız komisyona dayalıdır.
- Maaşınız yaptığınız satışa dayalıdır.

Your salary is commission-based.

Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin.

If you really have grounds for acting the way you did, then please tell me.