Translation of "Yapamayacağım" in English

- Pratik yapamayacağım.
- Egzersiz yapamayacağım.
- Antrenman yapamayacağım.

I won't be able to practice.

Onu yapamayacağım.

- I'm not going to be able to do that.
- I won't be able to do that.

Bunu yapamayacağım.

I won't be able to do that.

Bunu asla yapamayacağım.

- I'm never going to be able to do this.
- I'm never going to be able to do that.

Onu asla yapamayacağım.

I'll never be able to do that.

Bunu tekrar yapamayacağım.

I won't be able to do it again.

Onu bugün yapamayacağım.

I won't be able to do that today.

Sanırım onu yapamayacağım.

I think I'll not be able to do that.

Sanırım bunu yapamayacağım.

I think I won't be able to do that.

Artık bunu yapamayacağım.

I won't be able to do that anymore.

Bunu yarın yapamayacağım.

I won't be able to do that tomorrow.

- Senin yardımın olmadan bunu yapamayacağım.
- Bunu yardımın olmadan yapamayacağım.

- I won't be able to do this without your help.
- I will not be able to do this without your help.

Bunun için ödeme yapamayacağım.

I won't be able to pay for it.

Onu asla tekrar yapamayacağım.

I'll never be able to do that again.

Yardımınız olmadan onu yapamayacağım.

I won't be able to do that without your help.

Bunu yalnız başıma yapamayacağım.

- I won't be able to do it by myself.
- I won't be able to do that alone.

Ben onu asla yapamayacağım.

I'm never going to be able to do that.

Ben asla bunu yapamayacağım.

I'm not ever going to be able to do that.

Bunu tek başıma yapamayacağım.

I won't be able do that by myself.

Tom için bir şey yapamayacağım.

I won't be able to do anything for Tom.

Senin yardımın olmadan onu yapamayacağım.

I'll never be able to do that without your help.

Bunu önümüzdeki haftaya kadar yapamayacağım.

I won't be able to do that until next week.

Senin için bir şey yapamayacağım.

I won't be able to do anything for you.

Biraz yardım olmadan onu yapamayacağım.

I won't be able to do that without some help.

Bana onu burada yapamayacağım söylendi.

I was told that I couldn't do that here.

Bana bunu yapabilip yapamayacağım soruldu.

I was asked if I could do that.

Birinin yardımı olmadan bunu yapamayacağım.

I won't be able do that without somebody's help.

Bana onu yalnız yapamayacağım söylendi.

I've been told I can't do that.

Bana onu artık yapamayacağım söylendi.

I've been told I can't do that anymore.

Yarına kadar yapamayacağım çok şey var.

There is a lot I can't do until tomorrow.

Bu iş benim yapamayacağım kadar zordur.

The task is so difficult that I cannot accomplish it.

Senin yardımın olmadan bunu asla yapamayacağım.

- I'm never going to be able to do this without your help.
- I'll never make it without your help.
- I'm never going to be able to do that without your help.

Ne yazık ki, bunu partinize yapamayacağım.

Unfortunately, I won't be able to make it to your party.

Eğer bana yardım etmezsen, onu yapamayacağım.

If you don't help me, I won't be able to do it.

Maalesef öğle yemeği randevumuz için bunu yapamayacağım.

I'm afraid I won't be able to make it for our luncheon appointment.

Bunu tek başıma yapamayacağım. Bana yardım etmelisin.

I can't do it alone. You have to help me.

Tom'un yapabileceği benim daha iyi yapamayacağım bir şey yok.

There's nothing Tom can do that I can't do better.

- Korkarım bu zamanda yapamayacağım.
- Maalesef o vakitte onu yapamam.

- I'm afraid I can't make it at that time.
- I'm afraid that I can't make it at that time.

- Tom benim yapamayacağım şeyleri yapar.
- Tom benim yapamadığım şeyleri yapar.

- Tom does things I'm not able to do.
- Tom does things that I can't do.
- Tom does things I can't do.
- Tom does things that I'm not able to do.

- Tom bunu yapamayacağıma dair benimle iddiaya girdi.
- Tom bunu yapamayacağım konusunda benimle bahse girdi.

Tom bet me I couldn't do that.

- Bunu tek başıma yapamayacağım. Bana yardım etmelisin.
- Bunu yalnız başıma yapmam mümkün değil. Bana yardım etmen gerekiyor.

- I can't do it alone. You have to help me.
- I cannot do it alone. You need to help me.