Translation of "Antrenman" in English

Antrenman yapamadım.

I could not make the train.

Tom antrenman yapıyor.

Tom is training.

Arkadaşlarımla antrenman yapıyorum.

- I am training with my friends.
- I'm training with my friends.

Nerede antrenman yapıyorsun?

Where do you train?

Antrenman yapmak istiyorum.

I want to workout.

Ona antrenman yaptığımı söyle.

Tell her that I am training.

Daha çok antrenman yapmalıydım.

- I should've worked out more.
- I should have worked out more.

Tom çok antrenman yaptı.

Tom trained very hard.

Her gün antrenman yapınız.

Exercise every day.

Ne zaman antrenman yapabilirim?

When can I train?

Biz birlikte antrenman yaparız.

We train together.

Tom'un antrenman yaptığını söyleyebilirim.

I could tell that Tom had been working out.

Triatlon için antrenman yapıyorum.

I'm training for the triathlon.

Her gün antrenman yapıyorum.

I'm training every day.

Günde iki saat antrenman yapıyorum.

I train two hours a day.

Hiç gece antrenman yaptın mı?

Have you ever trained at night?

Neredeyse her gün antrenman yapıyorum.

I train almost every day.

Tom triatlon için antrenman yapıyor.

Tom is training for a triathlon.

Tom babası ile antrenman yapar.

Tom works out with his father.

Tom Mary'ye antrenman yaptırmamı istiyor.

Tom wants me to coach Mary.

Tom hâlâ antrenman yapıyor mu?

Does Tom still work out?

Mary antrenman için sporcu sütyeni giyiyor.

Mary wears a sports bra for exercise.

En son ne zaman antrenman yaptın?

When was the last time you trained?

Antrenman yapmak için bir yer arıyorum.

I'm looking for a place to work out.

Antrenman yapmak için bazı şeylerim vardı.

I had some things to work out.

Tom ve ben birlikte antrenman yaparız.

Tom and I train together.

Mary bir maraton için antrenman yapıyor.

Mary is training for a marathon.

Antrenman yapmak için favori şarkın nedir?

What's your favorite song to workout to?

Dün stadyumda iki saat antrenman yaptım.

Yesterday I trained at the stadium for two hours.

- Pratik yapamayacağım.
- Egzersiz yapamayacağım.
- Antrenman yapamayacağım.

I won't be able to practice.

Onları yenmek için, çok sıkı antrenman yaparız.

In order to beat them, we practice very hard.

- Arkadaşlarımla eğitim almayı seviyorum.
- Arkadaşlarımla antrenman yapmayı seviyorum.

I love training with my friends.

Yani ... o, günde üç saat, haftada beş gün antrenman yapıyor.

So... he has training three hours a day, five days a week.

Her iyi dövüşçünün antrenman maçı yapılan bir boksöre ihtiyacı vardır.

Every good fighter needs a sparring partner.

Mike spor salonunda haftada iki ya da üç kez antrenman yapar.

Mike works out in the gym two or three times a week.

Antrenman yapmaktan nefret ediyorum ama onun sağlık için yararlı olduğunu biliyorum.

I hate working out, but I know it’s good for one's health.

Atletler Yaz Olimpiyatlarında en iyi durumda olmak için her gün sıkı antrenman yaptılar.

The athletes trained hard every day to be at their best for the Summer Olympics.

- Hafta sonları hariç her gün spor yapar.
- Hafta sonları hariç her gün antrenman yapar.
- Hafta sonları hariç her gün idman yapar.

He works out every day except weekends.