Translation of "Yakaladığı" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yakaladığı" in a sentence and their english translations:

Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.

The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught.

Kedi yakaladığı fareyi hırpalamaya başladı.

The cat began to tear at the mouse it caught.

Bu Tom'un yakaladığı balıklardan biri.

This is one of the fish that Tom caught.

Onun dün yakaladığı balık hâlâ canlı.

The fish he caught yesterday is still alive.

Tom'un öğleden sonra yakaladığı balıklar alabalıktı.

The fish Tom caught this afternoon were trout.

- Bu onun yakaladığı balıktır.
- Bu balığı yakaladı.

This is the fish he caught.

Tom'un öğleden sonra yakaladığı balık bir alabalıktı.

The fish Tom caught this afternoon was a trout.

- Annesinin onu sigara içerken yakaladığı günü hâlâ unutamaz.
- Annesinin onu sigara içerken yakaladığı günü hâlâ hatırlar.

He still remembers the day his mother found out he was smoking.

Tom yakaladığı her fırsatta Fransızca konuşmayı pratik yapar.

Tom practices speaking French every chance he gets.

Tom Mary ondan daha fazla balık yakaladığı için şaşırmıştı.

- Tom was surprised that Mary caught more fish than he did.
- Tom was surprised Mary caught more fish than he did.

Kavanozda bir örümceğe bakar ve onu bahçede yakaladığı böceklerle besler.

He keeps a spider in a jar and feeds it with beetles that he catches in the garden.

George, son zamanlarda üç saatlik mücadeleden sonra yakaladığı 30 paundluk bir levreği tanımlıyordu.

George was describing a 30 pound bass he'd caught recently after fighting it for three hours.