Translation of "Balıkçı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Balıkçı" in a sentence and their english translations:

Onlar balıkçı.

- They're fishermen.
- They're fishers.
- They're fisherwomen.

Tom bir balıkçı.

Tom is a fishmonger.

O bir balıkçı.

- He's a fisherman.
- She's a fisher.
- He's a fisher.
- She's a fisherwoman.
- She's a fisherman.

Balıkçı oltasını suya fırlattı.

The fisherman cast his line into the water.

Bu benim balıkçı çantam.

This is my tackle box.

O bir balıkçı kılavuzudur.

He's a fishing guide.

O bir balıkçı değil.

He isn't a fisherman.

Tom hırslı bir balıkçı.

Tom is an avid fisherman.

Babam yetenekli bir balıkçı.

My father is a skilled fisherman.

Balıkçı oltayı suya fırlattı.

The fisherman cast the fishing line into the water.

Bir balıkçı teknem var.

I have a fishing boat.

Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.

The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught.

- O bir balıkçı.
- Balıkçılık yapıyor.

- He is a fish dealer.
- He is a fishmonger.

Küçük bir balıkçı köyünde yaşıyorum.

I live in a small fishing village.

Ufukta bazı balıkçı tekneleri görürüm.

I see some fishing boats on the horizon.

Bir balıkçı tekneniz var mı?

Do you have a fishing boat?

Bu bölge sakinlerinin çoğu balıkçı.

Many of the inhabitants of this region are fishermen.

Balıkçı adam şafaktan önce kalktı.

The fishermen got up before dawn.

Bir balıkçı teknesinde ne yapıyorsun.

What on earth are you doing in a fishing boat?

Tom bir balıkçı köyünde büyüdü.

Tom grew up in a fishing village.

Balıkçı Tom'un uyarısını dikkate almadı.

The fishermen ignored Tom's warning.

Burada bir balıkçı teknesi kiralayabilir miyiz?

Can we rent a fishing boat here?

Rıhtıma bağlanmış birkaç balıkçı teknesi var.

There are a number of fishing boats tied up at the dock.

Tom küçük bir balıkçı köyünde yaşadı.

Tom lived in a small fishing village.

Tom küçük bir balıkçı köyünde yaşıyor.

Tom lives in a small fishing village.

Tom küçük bir balıkçı köyünde büyüdü.

Tom grew up in a small fishing village.

Büyük gemi bir balıkçı teknesine çarptı.

The big ship rammed a fishing boat.

Tom siyah bir balıkçı kazağı giyiyordu.

Tom was wearing a black turtleneck.

Tom bir balıkçı teknesi almak istiyor.

Tom wants to buy a fishing boat.

Tom bir balıkçı teknesi almak istemiyor.

Tom doesn't want to buy a fishing boat.

Tom bir balıkçı teknesi almak istemedi.

Tom didn't want to buy a fishing boat.

Tom bir balıkçı teknesi almak istedi.

Tom wanted to buy a fishing boat.

Hemen hemen 30'dan fazla balıkçı var.

that are doing something vaguely similar to this.

Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.

The fisherman saved himself by means of a floating board.

Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.

The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.

Kayıp balıkçı teknesi limana güvenli bir dönüş yapmıştı.

- The fishing boat that had been missing returned to its port safely.
- The lost fishing boat made a safe return to harbour.
- The fishing boat which had been missing made a safe return to port.
- The fishing boat which had been missing returned safely to port.

Meğerse balıkçı olmak öyle kolay bir iş değilmiş.

Turns out that being a fisherman is no easy task.

Boston yakınında sık sık gittiğim bir balıkçı kulübesi var.

There's a fishing lodge near Boston that I often go to.

Biz gerçekten bir balıkçı teknesi satın almayı umut ediyorduk.

We were really hoping to buy a fishing boat.

Kayıp olan balıkçı teknesi güvenli bir şekilde limana döndü.

The fishing boat that had been missing returned to its port safely.

Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.

I saw a fishing boat about a mile off the shore.

On üç yaşımdayken, babam bana kendi balıkçı teknemi satın aldı.

- When I was thirteen, my dad bought me my own fishing boat.
- When I was thirteen years old, my dad bought me my own fishing boat.

Onlar kendilerini balıkçı olarak kamufle etti ve bir tekne ile kaçtı.

They disguised themselves as fishermen and escaped in a boat.

Hangi balıkçı ya da avcı onun mutlu deneyimleri hakkında konuşmayı sevmez?

What fisherman or hunter doesn't like to talk about his happy experiences?

- Tom genelde balıkçı yaka kazak giyer.
- Tom genelde boğazlı kazak giyer.

Tom often wears a turtleneck sweater.

Bir balıkçı onu bir kancaya taktığı zaman, bir solucan sessizce çığlık atar mı?

Does a worm scream silently when a fisherman impales it on a hook?