Translation of "Balıklar" in English

0.008 sec.

Examples of using "Balıklar" in a sentence and their english translations:

Balıklar suda yaşar.

Fish live in the water.

Balıklar uyur mu?

Do fish sleep?

Balıklar günışığını sevmez.

Fish don't like sunlight.

Denizde balıklar var.

There are fish in the sea.

Bazı balıklar uçarlar.

Some fish fly.

Balıklar suda yüzer.

Fish swim in the water.

Balıklar bugün ısırmıyorlar.

The fish aren't biting today.

Balıklar soğukkanlı hayvanlardır.

Fish are cold-blooded animals.

Uçan balıklar var.

There are fish that fly.

- Tüm balıklar soğukkanlı mıdır?
- Bütün balıklar soğukkanlı mıdır?

Are all fish cold-blooded?

Mikroplar, planktonlar ve balıklar.

microbes, plankton, fish.

Bazı balıklar ağlardan kurtuluyor.

Some fish escape the nets.

Balıklar bile şaşkın gibiydi.

The fish even seemed to be confused.

Bu balıklar aynı renkteler.

These fish are the same color.

Tüm balıklar için teşekkürler.

Thanks for all the fish.

Balıklar suyun dışında yaşayamaz.

- Fish cannot live out of water.
- Fish can't live out of water.

Balıklar nasıl yüzeceğini bilir.

Fishes know how to swim.

Bunlar size bahsettiğim balıklar.

These are the fish I was telling you about.

Bütün balıklar soğukkanlı değildir.

Not all fish are cold-blooded.

Ayrıca uçan balıklar da var.

There are also fish that fly.

Orada bazı büyük balıklar yakaladık.

We caught some large fish there.

Balinalar küçük balıklar ile beslenirler.

Whales feed on small fish.

Sahildeki ölü balıklar kokmaya başladı.

The dead fish on the beach have started to smell.

Sahildeki ölü balıklar kokmaya başlıyor.

The dead fish on the beach are starting to smell.

Bu nehirde balıklar tek tük.

The fish in this river are few and far between.

Balıklar kürek olarak yüzgeçlerini kullanırlar.

Fish use their fins as oars.

Bu gölde çeşitli balıklar var.

This lake abounds in various kinds of fish.

O balıklar yemeye uygun değil.

Those fish aren't fit to eat.

Biz nehirde bazı ölü balıklar bulduk.

We found some dead fish in the river.

Bazı balıklar nehirlerde yaşar, diğerleri denizde.

Some fish live in rivers, others in the sea.

Bu nehirde yakalanan bütün balıklar güzel.

The fish caught in this river are all nice.

Tom'un öğleden sonra yakaladığı balıklar alabalıktı.

The fish Tom caught this afternoon were trout.

Tom gölde yüzen bazı ölü balıklar gördü.

Tom saw some dead fish floating on the lake.

Balıklar bu sabah oltaya vuruyor gibi görünmüyor.

The fish don't seem to be biting this morning.

Bu gölde tüm balıklar siyanür zehirlenmesinden öldü.

All the fish in this lake died from cyanide poisoning.

Hoşça kal ve tüm balıklar için teşekkürler!

So long, and thanks for all the fish!

Sadece balıklar ve hamam böcekleri ile ilgileniyor.

She's only interested in fish and cockroaches.

Balıklar ve ziyaretçiler üç gün sonra kokuyor.

Fish and visitors stink after three days.

- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşamaktadır.

- Such fishes as carp and trout live in fresh water.
- Such fish as carp and trout live in fresh water.
- Fish such as carp and trout live in fresh water.
- Fish like carp and trout live in fresh water.

Yoksa balıklar oraya gelmez. Bakın, bir tane geçiyor.

Otherwise, the fish aren't gonna come there. Oh look, there's one.

Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.

As the sun sets, the fish that the seals feed on rise up from the depths.

O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?

- How did she come to know so much about fish?
- How did she get to know so much about fish?

- Balık suyun dışında yaşayamaz.
- Balıklar suyun dışında yaşayamaz.

- Fish cannot live out of water.
- Fish can't live out of water.

Balıklar ve hatta balinalar ve foklar krille beslenirler.

Fish and even whales and seals feed on the krill.

Ve balıklar onunla besleniyor. Bir sürü leşçi beslenmeye geliyor.

And the fish, you know, feeding on her. A lot of the scavengers coming to feed on her.

- Yavrularını besleyen ve koruyan kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
- Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.

Unlike birds, which feed and shelter their young, fish abandon their eggs.

Az önce yakaladığım o balıklar bu gece akşam yemeğimiz olacak.

Those fish I just caught will be our dinner tonight.

Bu nehir öylesine kirli ki, balıklar artık onun içinde yaşayamıyorlar.

This river is so polluted that fish can no longer live in it.

Bu, yaşayan balıklar için ya boğulmak demek ya da ölümüne ezilmek.

where the surviving fish either suffocate or are crushed to death.

...temizlikçi balıklar ölü deri ve parazitleri söküyor. Genci, büyük geceye hazırlıyorlar.

cleaner fish remove dead skin and parasites. Preparing the youngster for his big night.

Birçok insan gibi, balıklar da soğukta daha az aktif olma eğilimindedir.

Like many people, fish tend to be less active in the cold.

Yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümü sizden korkup ürkecek. Yeryüzündeki bütün canlılar, denizdeki bütün balıklar sizin yönetiminize verilmiştir.

And let the fear and dread of you be upon all the beasts of the earth, and upon all the fowls of the air, and all that move upon the earth: all the fishes of the sea are delivered into your hand.