Translation of "Anneannem" in English

0.006 sec.

Examples of using "Anneannem" in a sentence and their english translations:

Anneannem gibi konuşuyorsun.

- You talk like my grandmother.
- You're talking like my grandmother.

Anneannem erken kalkar.

My grandmother gets up early.

Anneannem hafızasını kaybetti.

My grandmother lost her memory.

Anneannem bir hemşireydi.

My grandmother was a nurse.

- Babaannem uçabiliyor.
- Babaannem uçabilir.
- Anneannem uçabiliyor.
- Anneannem uçabilir.

- My grandmother can fly.
- My grandmother is able to fly.

Anneannem memleketinde gömülmek istedi.

My grandmother wanted to be buried back home.

Anneannem gündüzleri çocuklara bakıyor.

My grandmother looks after the children during the daytime.

Anneannem Almanya'da ameliyat oldu.

My grandmother had an operation in Germany.

Anneannem bir felç geçirdi.

My grandmother had a stroke.

Anneannem bir kovboyla kaçtı.

My grandmother ran off with a cowboy.

Anneannem yüz yaşına geldi.

My grandmother on my mother's side turned 100.

- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.

My grandmother speaks slowly.

Babamın tarafından anneannem yüz yaşına girdi.

My grandmother on my father's side has turned one hundred.

O gün anneannem kanser ameliyatı olduğu için oradaydı.

She was there because my grandmother had cancer surgery that day.

- Büyükannem yaşlandı.
- Anneannem yaşlandı.
- Ninem ihtiyarladı.
- Babaannem yaşlandı.

- My grandmother has got old.
- My grandma has gotten very old.
- My grandmother has become old.

- Büyükannem başına buyruk birisidir.
- Anneannem bildiğini okuyan biridir.

My grandma is a very independent person.

- Annemin tarafından büyükannem, Osaka'da yaşıyor.
- Anneannem Osaka'da yaşıyor.

My grandmother on my mother's side lives in Osaka.

- Büyükannem köyde yaşıyor.
- Anneannem köyde yaşıyor.
- Babaannem köyde yaşıyor.

My grandmother lives in the country.

- Büyükannem tarafından yetiştirildim.
- Anneannem tarafından büyütüldüm.
- Beni babaannem büyüttü.

I was brought up by my grandmother.

- Büyükannem motosiklet sürebiliyor.
- Anneannem motosiklet kullanabiliyor.
- Babaannem motosiklet sürebiliyor.

My grandmother can ride a motorcycle.

- Büyükannem kanaviçe işi yapmayı sever.
- Anneannem kanaviçe yapmayı seviyor.

My grandmother likes doing cross-stitch.

- Büyükannem çok yaşlandı.
- Anneannem çok yaşlandı.
- Babaannem çok yaşlandı.

My grandma has gotten very old.

- Büyükannemin hâlâ hayatta olmasını isterdim.
- Keşke anneannem hâlâ sağ olsaydı.

I wish that my grandmother were still alive.

Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.

When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.

- Büyükannem televizyon izlemeyi seviyor.
- Anneannem televizyona bakmayı sever.
- Babaannem TV izlemeyi sever.

My grandmother loves watching TV.

- Büyükannem örgü örmeyi seviyor.
- Anneannem örgü örmesini sever.
- Babaannem örgü yapmayı sever.

My grandmother likes to weave things.

- Büyükannem 82 yaşında ve hâlâ dinç.
- Anneannem seksen iki yaşında ve hâlâ zinde.

My grandmother is still vigorous at 82 years old.

Anneannem bir avuç yeşil fasulyeyi çıkardı. Onları eski bir tavanın içine döktü. Sabırla onları kızarttı, bakır kulplu bir ahşap el değirmeninde öğüttü, sonucu eski moda bir Macar espresso makinesi içine sıktı, onu bir tepsiye koydu ve iki saat sonra, o kahveydi.

My grandmother pulled out a handful of green beans, poured them into an ancient pan, toasted them patiently, ground them in a wooden hand mill with a copper handle, carefully squeezed the result into an old-fashioned Hungarian espresso maker, put it on a tray, and two hours later, it was coffee.