Translation of "Yağmaya" in English

0.012 sec.

Examples of using "Yağmaya" in a sentence and their english translations:

- Tekrar yağmaya başladı.
- Yağmur tekrar yağmaya başladı.

- It has started raining again.
- It's started raining again.

Kar yağmaya başlıyordu.

It was beginning to snow.

Yağmur yağmaya başladı.

The rain began to fall.

Yağmur yağmaya başlamıştı.

It had started to rain.

Kar yağmaya başlıyor.

It's starting to snow.

Kar yağmaya başladı.

- It's started to snow.
- It started to snow.

Yağmaya devam ediyor.

It keeps raining.

Yağmur yağmaya başlıyordu.

It was starting to rain.

Yağmur yağmaya başlıyor.

- It's starting to rain.
- It is starting to rain.

- Az önce yağmur yağmaya başladı.
- Sadece yağmur yağmaya başladı.

- It began raining just now.
- It just started to rain.
- It's just started raining.

- Sanırım yakında yağmur yağmaya başlayacak.
- Yakında yağmur yağmaya başlayacağını düşünüyorum.
- Bence yakında yağmur yağmaya başlayacak.

I think it'll start to rain soon.

Yine kar yağmaya başladı.

It's started snowing again.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

Suddenly rain began to fall.

Çok yağmur yağmaya başladı.

It began to rain in earnest.

Şiddetli yağmur yağmaya başladı.

- A heavy rain began to fall.
- It began raining hard.

Aniden, yağmur yağmaya başladı.

- Suddenly, it began to rain.
- Suddenly, it started to rain.

Yakında yağmur yağmaya başlayacak.

- It will not be long before it rains.
- It'll start raining soon.

Kar yağmaya başladı mı?

Has it started snowing yet?

Zaten yağmur yağmaya başladı.

It's already started to rain.

Sadece yağmur yağmaya başladı.

It just started to rain.

Sonunda yağmur yağmaya başladı.

At last, it began to rain.

Akşam yağmur yağmaya başladı.

It began to rain in the evening.

Kar yağmaya devam etti.

The snow continued to fall.

Kesinlikle yağmur yağmaya başlıyor.

It's definitely starting to rain.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.
- Şiddetli bir yağmur yağmaya başladı.

It began to rain cats and dogs.

- Yakında yağmur yağmaya başlayacağını düşünüyorum.
- Bence yakında yağmur yağmaya başlayacak.

- I think it's going to start raining soon.
- I think it'll start to rain soon.

Bunun üstüne, yağmur yağmaya başlar.

Besides, it's starting to rain.

Az önce kar yağmaya başladı.

It began snowing just now.

Akşama doğru yağmur yağmaya başladı.

- It came to rain toward evening.
- It came on to rain toward evening.

Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.

It started to rain in torrents.

Yağmur yağmaya başladığında, neredeyse başlamamıştık.

We had hardly started when it began to rain.

Öğleden sonra yağmur yağmaya başladı.

It began to rain after noon.

Yağmur yağmaya başladığında evden ayrılıyordum.

I was leaving home, when it started to rain.

Az önce yağmur yağmaya başladı.

- It just started to rain.
- It's just started raining.

Ben yürürken, yağmur yağmaya başladı.

As I was walking, it began to rain.

Aşırı derecede yağmur yağmaya başladı.

It started raining heavily.

Ben yağmur yağmaya başladığını düşündüm.

I thought rain was beginning to fall.

Sanırım yakında yağmur yağmaya başlayacak.

I think it'll start raining soon.

Yağmur yağmaya başladığında evde miydin?

Were you at home when it started raining?

Sabahleyin dörtte yağmur yağmaya başladı.

It started raining at four in the morning.

Güney Eflak'da saldırı ve yağmaya başlar

of pillage and rape in southern Wallachia.

Yağmur yağmaya başladığında biz başlamak üzereydik.

We were about to start, when it began to rain.

Evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

- I had hardly left home when it began raining.
- No sooner had I left the house than it started to rain.

Çok uzaklaşmamıştım ki, yağmur yağmaya başladı.

I had not gone far before it began to rain.

O yağmur yağmaya başladığında çamaşırları yıkadı.

She took in the washing when it started to rain.

Yağmur yağmaya başlıyor. Lütfen şemsiyemi paylaş.

It's beginning to rain. Please share my umbrella.

Yağmur yağmaya başladı ve o ıslandı.

It began to rain and she got wet.

Çok geçmeden önce kar yağmaya başlayacak.

It will begin snowing before long.

Kısa sürede yağmur şiddetli yağmaya başladı.

It soon began to rain very hard.

Kısa süre sonra yağmur yağmaya başladı.

Soon after, it began to rain.

Tam dışarı çıktığımda, yağmur yağmaya başladı.

Just as I went to go out, it began to rain.

Parti başlar başlamaz yağmur yağmaya başladı.

The party had no sooner started than it began to rain.

Yağmur yağmaya başladığında bir mil gitmemiştim.

- I had not gone a mile when it began to rain.
- I hadn't gone a mile when it began to rain.

- Kar yağmaya başladı.
- Kar yağışı başladı.

- It began to snow.
- It's started to snow.
- It started to snow.

Oraya varır varmaz, yağmur yağmaya başladı.

As soon as we got there, it began to rain.

Eve varır varmaz yağmur yağmaya başladı.

It started raining as soon as we got home.

Yağmur yağmaya başladığı için kameramı kullanamadım.

Because it started to rain, I couldn't use my camera.

Onlar başlar başlamaz yağmur yağmaya başladı.

They had hardly started when it began to rain.

Evden ayrılır ayrılmaz yağmur yağmaya başladı.

He had hardly left home when it began to rain.

Daha da kötüsü kar yağmaya başladı.

To make matters worse, it began to snow.

Üç gündür yağmur yağmaya devam ediyor.

It kept raining for three days.

Dışarı çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

No sooner had I gone out than it began to rain.

Ben bisiklete binerken yağmur yağmaya başladı.

While I was cycling, the rain started.

Yağmur yağmaya başladığında, tam dışarı çıkıyordum.

I was just going out, when it began to rain.

Neredeyse yeni başlamıştık yağmur yağmaya başladığında.

Hardly had we started when it began to rain.

İstasyona varır varmaz yağmur yağmaya başladı.

No sooner had we reached the station than it began to rain.

Kapıya gittiğimizde çok yağmur yağmaya başladı.

It began to rain heavily just as we got to the gate.

Yağmur yağmaya başladığında fazla uzağa gitmemiştik.

- We had not gone very far when it started to rain.
- We hadn't gone very far when it started to rain.

Yağmur yağmaya başladığında evden yeni çıkmıştım.

I had scarcely left home when it began to rain.

Öyle yapar yapmaz yağmur yağmaya başladı.

No sooner had I done so than it began to rain.

Vicenza'da az önce kar yağmaya başladı.

It has just started to snow in Vicenza.