Translation of "Uzattım" in English

Bacaklarımı uzattım.

I stretched out my legs.

Tatilimi uzattım.

I extended my holiday.

Mektubu ona uzattım.

I slipped the letter to him.

Eldivenlerini ona uzattım.

I handed her her gloves.

Tom'a zarfı uzattım.

I handed Tom the envelope.

Mikrofonu ona uzattım.

I handed the mike to him.

Ben bıyık uzattım.

I grew a mustache.

Tom'a bir bıçak uzattım.

I handed Tom a knife.

Tom'a cep fenerimi uzattım.

I handed Tom my flashlight.

Sanırım karşılamamı fazla uzattım.

I think I've overstayed my welcome.

Kusura bakma, lafı uzattım.

Sorry, I said too much.

Kitap için elimi uzattım.

I stretched out my hand for the book.

Sınav kâğıtlarını öğretmene uzattım.

I handed the examination papers in to the teacher.

Yaz boyunca sakalımı uzattım.

I grew a beard over the summer.

Bir hafta önce lisansımın süresini uzattım.

I had my licence renewed a week ago.

Boynumu korumak istiyordum. Bu yüzden kolumu uzattım,

I wanted to protect my neck, so I gave my arm

Ve birden o an geldi. Elimi birazcık uzattım.

And then it just happens. I put my hand out a tiny bit.

Raftan bir kitap indirdim ve onu Tom'a uzattım.

I got a book down from the shelf and handed it to Tom.