Translation of "Uzatma" in English

Uzatma olmayacak.

There will be no extensions.

- Kes artık!
- Uzatma artık!

- Cut it out!
- Cut it out.

Haydi, Tom, uzatma artık.

Come on, Tom, cut it out.

Elini pencerenin dışına uzatma.

Don't stick your hand out of the window.

Bu uzatma kablosu çok kısa.

This extension cord is too short.

Bir uzatma kablosuna ihtiyacım var.

I need an extension cord.

Lafı uzatma ve bana doğruyu söyle!

Stop beating around the bush and give it to me straight!

- Yeter artık be!
- Yeter be!
- Uzatma!

- Enough already!
- Enough, already!

- Lafı uzatma ve sadede gel.
- Lafı gevelemeyi bırak ve sadede gel.

Stop beating around the bush and get to the point.

Bu uzatma kablosu bana tehlikeli gibi görüyor. Nereden yıprandığını görüyor musun?

That extension cord looks dangerous to me. You see where it's frayed there?

- Diğer yanağı çevirme olayına inanmıyorum.
- Sana vurana diğer yanağını uzatma felsefesine inanmıyorum.

I don't believe in turning the other cheek.

- Lafı geveleme. Sorumu cevaplamanı istiyorum.
- Lafı dolandırma. Sorumu cevaplamanı istiyorum.
- Sözü uzatma. Sorumu yanıtlamanı istiyorum.

Don't beat about the bush. I want you to answer my question.