Translation of "Uyandığında" in English

0.004 sec.

Examples of using "Uyandığında" in a sentence and their english translations:

O uyandığında, aile oradaydı.

When she awoke, the family was there.

Tom nihayet uyandığında kuşluk vaktiydi.

It was midmorning when Tom finally woke up.

Uyandığında yaptığın ilk şey nedir?

What's the first thing you do when you wake up?

Tom uyandığında burada olmak istiyorum.

I want to be here when Tom wakes up.

Tom uyandığında Mary duş alıyordu.

When Tom woke up, Mary was taking a shower.

Tom uyandığında, Mary duş alıyordu.

When Tom woke up, Mary was taking her shower.

Tom uyandığında neredeyse öğle olmuştu.

It was almost noon by the time Tom woke up.

O uyandığında seni Tom'la orada istiyorum.

I want you there with Tom when he wakes up.

Tom uyandığında Mary'nin gözden kaybolduğunu keşfetti.

When Tom woke up, he found that Mary had disappeared.

Tom uyandığında Mary'nin ortadan kaybolduğunu anladı.

When Tom woke up, he found that Mary had vanished.

Tom uyandığında her şey karla kaplıydı.

When Tom woke up, everything was covered with snow.

Tom nihayet uyandığında nerede olduğunu bilmiyordu.

Tom didn't know where he was when he finally woke up.

Sen uyandığında, o ders çalışıyor olacak.

He will be studying when you get up.

Tom uyandığında kendini garip bir odada buldu.

Tom awoke to find himself in a strange room.

Uyandığında kendini hastanede bir yatakta yatarken buldu.

He awoke to find himself lying on the bed in the hospital.

Uyandığında kendini bir bankın üstünde uzanırken buldu.

He woke up to find himself lying on a bench in the park.

Sami uyuyakaldı ve uyandığında saat sabah altıydı.

Sami fell asleep and when he woke up, it was six AM.

Ertesi gün onlar uyandığında güneş zaten gökyüzünde yükselmişti.

The next day when they awoke, the sun was already high in the sky.

Tom ameliyattan sonra uyandığında bir süre hayal dünyasındaydı.

Tom was away with the fairies for a while when he woke up after his surgery.

O, ertesi sabah çok erkenden uyandığında, hava hala karanlıktı.

When she woke next morning, very early, it was still dark.

Ekim ayında bir gün Sadako uyandığında annesinin ağladığını fark etti.

One day in October, when Sadako awoke, she found her mother crying.

Tom uyandığında yangın çıktığını ve ayrıca şimdi tamamen yalnız olduğunu gördü. Tek ses esintiyle sallanan bambunun hışırtısıydı.

When Tom awoke, he saw that the fire had gone out and, also, that he was now completely alone. The only sound was the susurration of the bamboo, swaying in the breeze.

Bir zamanlar Zhuangzi, rüyasında bir kelebek olduğunu gördü ama uyandığında bir kelebek olduğunu gören Zhuangzi mi yoksa şu anda Zhuangzi olduğunu gören bir kelebek mi olduğuna emin olamadı.

- Once, Zhuangzi dreamed he was a butterfly, but when he woke up, he wasn't sure whether he was Zhuangzi who had dreamed being a butterfly or if he was a butterfly now dreaming he was Zhuangzi.
- Once, Zhuangzi dreamed he was a butterfly, but when he woke up, he wasn't sure whether he was Zhuangzi who had dreamt being a butterfly or if he was a butterfly now dreaming he was Zhuangzi.