Translation of "Umuyor" in English

Kazanacağını umuyor.

She hopes she'll win.

Onlar kazanmayı umuyor.

They expect to win.

Tom kazanacağını umuyor.

Tom hopes he'll win.

Tom kazanabileceğini umuyor.

Tom hopes that he'll be able to win.

Tom kazanmayı umuyor.

Tom has been hoping to win.

Tom, tutuklanmayacağını umuyor.

Tom is hoping he doesn't get arrested.

Issız adayı keşfetmeyi umuyor.

He hopes to explore the uninhabited island.

Tom ondan hoşlanacağını umuyor.

Tom hopes you'll like it.

Tom mutlu olduğunu umuyor.

Tom hopes you're happy.

Moda tasarımcısı olmayı umuyor.

She hopes to become a designer.

Tom erken geleceğini umuyor.

Tom is hoping you'll come early.

Tom bunu yapacağınızı umuyor.

- Tom is hoping you'll do it.
- Tom is hoping you'll do that.

Sana inanacağımı umuyor musun?

Do you expect me to believe you?

Büyükbabam üniversiteye gireceğimi umuyor.

My grandfather hopes that I will enter college.

Tom onu değiştirmeyi umuyor.

Tom hopes to change that.

Tom Boston'a gitmeyi umuyor.

Tom is hoping to go to Boston.

Tom işi beceremediğini umuyor.

Tom hopes he didn't botch the job.

Tom, Mary'nin ölmeyeceğini umuyor.

Tom hopes Mary won't die.

O, sınavını geçmeyi umuyor.

He hopes to pass his exam.

Tom öğretmen olmayı umuyor.

Tom hopes to become a teacher.

Tom Fransızca okumayı umuyor.

Tom is hoping to study French.

Tom bunu yapabileceğini umuyor.

Tom hopes that he can do that.

Tom, takımının kazanmasını umuyor.

Tom hopes that his team wins.

Tom bunun olmasını umuyor.

Tom is hoping that happens.

Tom onu yapmayı umuyor.

Tom is hoping to do that.

Tom, bunu yapacağımızı umuyor.

- Tom is hoping we'll do that.
- Tom is hoping that we'll do that.

Tom hâlâ kazanabileceğini umuyor.

Tom still hopes he can win.

Tom Mary'nin kazanabileceğini umuyor.

- Tom hopes that Mary will be able to win.
- Tom hopes that Mary can win.

Tom hâlâ kazanmayı umuyor.

Tom still hopes to win.

Tom Mary'yi neşelendirebileceğini umuyor.

- Tom is hoping he can cheer Mary up.
- Tom is hoping that he can cheer Mary up.

Tom, Mary'nin kazanamayacağını umuyor.

Tom hopes that Mary won't win.

Tom, Mary'nin kazanacağını umuyor.

Tom hopes that Mary will win.

Tom Mary'nin kazanmayacağını umuyor.

Tom hopes Mary doesn't win.

Tom, Mary'nin ağlamadığını umuyor.

Tom hopes Mary doesn't cry.

Tom, Mary'nin ağlamayacağını umuyor.

Tom hopes Mary won't cry.

Tom Mary'nin kazanacağını umuyor.

Tom hopes Mary will win.

Tom Mary'nin kazanmasını umuyor.

- Tom hopes that Mary will win.
- Tom hopes Mary wins.

Tom, Mary'nin kazanabileceğini umuyor.

Tom hopes that Mary can win.

Mary, ekibinin kazanmasını umuyor.

Mary hopes that her team wins.

Tom işe alınacağını umuyor.

Tom is hoping he'll be hired.

Tom rütbesinin indirilmeyeceğini umuyor.

- Tom hopes he won't be demoted.
- Tom hopes that he won't be demoted.

Tom diskalifiye edilmeyeceğini umuyor.

- Tom hopes he won't be disqualified.
- Tom hopes that he won't be disqualified.

Tom bunu yapacağını umuyor.

Tom hopes you'll do that.

Tom seni ekimde görmeyi umuyor.

Tom hopes to see you in October.

Tom seni orada görmeyi umuyor.

Tom hopes to see you there.

Tom, Mary ile konuşacağını umuyor.

Tom hopes you'll speak to Mary.

Gelecekte bir şirket işletmeyi umuyor.

He hopes to run a company in the future.

O, Paris'i ziyaret edeceğini umuyor.

He hopes he will visit Paris.

Tom Mary'nin gerçeği öğrenmeyeceğini umuyor.

Tom hopes that Mary won't find out the truth.

Tom ona yardım edeceğini umuyor.

Tom is hoping you'll help him.

O yurt dışına gitmeyi umuyor.

He hopes to go abroad.

Ailem benim üniversiteye girmemi umuyor.

My parents expect me to enter the university.

Tom Bostonda kalışını uzatmayı umuyor.

Tom hopes to extend his stay in Boston.

Tom düz A almayı umuyor.

Tom is hoping to get straight A's.

Tom senin partiye katılabileceğini umuyor.

Tom hopes you're able to attend the party.

Tom bir avukat olmayı umuyor.

Tom hopes to become a lawyer.

Tom yarın kar yağmayacağını umuyor.

Tom hopes that it doesn't snow tomorrow.

Tom Mary'nin sınavı geçeceğini umuyor.

Tom hopes that Mary passes the exam.

Tom Mary'nin yakında iyileşeceğini umuyor.

Tom hopes Mary will get well soon.

Tom Mary'nin işi alacağını umuyor.

Tom hopes Mary gets the job.

Tom yarın yağmur yağmayacağını umuyor.

Tom hopes it won't rain tomorrow.

Tom yarın bulutlu olmayacağını umuyor.

Tom hopes it won't be cloudy tomorrow.

O, şöhreti şairlikte bulmayı umuyor.

He hopes to find fame as a poet.

Tom, Mary'nin onu yapacağını umuyor.

- Tom is hoping that Mary will do that.
- Tom is hoping Mary will do that.

John ebeveynlerinin özgür olacağını umuyor.

John hopes to be independent of his parents.

Onların çoğunu satmayı umuyor muydunuz?

Did you expect sell that many of those?

Tom hâlâ onu yapmayı umuyor.

Tom still hopes to do that.

Tom hâlâ onu yapabileceğini umuyor.

Tom still hopes he can do that.

Tom bunu yakında yapmayı umuyor.

Tom hopes to do that soon.

Tom, Mary'nin bunu yapmayacağını umuyor.

Tom hopes that Mary won't do that.

Tom, Mary'nin Fransızca okuyacağını umuyor.

Tom hopes Mary will study French.

Tom, Mary'nin onu yapabileceğini umuyor.

Tom hopes that Mary can do that.

Tom Mary'nin, onu yapmayacağını umuyor.

- Tom hopes that Mary won't do that.
- Tom hopes Mary doesn't do that.
- Tom hopes Mary won't do that.
- Tom is hoping Mary won't do that.
- Tom is hoping that Mary won't do that.

Tom bunu Mary'nin yaptığını umuyor.

Tom hopes Mary does that.

Tom Mary'nin bunu yapacağını umuyor.

- Tom hopes that Mary will do that.
- Tom hopes Mary will do that.

Tom, Mary'nin kendine bakabileceğini umuyor.

Tom hopes that Mary can take care of herself.

Tom Mary'nin ona gülmeyeceğini umuyor.

Tom hopes Mary won't laugh at him.

Tom Mary'ye yardım edebileceğini umuyor.

- Tom is hoping he can help Mary.
- Tom is hoping that he can help Mary.

Tom hâlâ Mary'nin kazanacağını umuyor.

Tom still hopes Mary will win.

Tom Mary'nin onu affetmesini umuyor.

Tom hopes Mary forgives him.

Tom, Mary'nin evet diyeceğini umuyor.

Tom is hoping Mary will say yes.

Tom, Boston'u ziyaret etmeyi umuyor.

Tom hopes to visit Boston.

Tom kendisini işe alacaklarını umuyor.

Tom is hoping they'll hire him.

Tom, sınır dışı edilmeyeceğini umuyor.

- Tom hopes he won't be deported.
- Tom hopes that he won't be deported.

Tom, Mary'nin onu affedeceğini umuyor.

- Tom hopes Mary forgives him.
- Tom is hoping Mary will forgive him.

Sami, Leyla'nın geri gelmemesini umuyor.

Sami hopes Layla doesn't come back.

Tom'un kazanmasını gerçekten umuyor musun?

Do you really expect Tom to win?

Tom, bunu yapması istenmeyeceğini umuyor.

- Tom hopes he won't be asked to do that.
- Tom hopes that he won't be asked to do that.

Tom bunu yakında değiştirmeyi umuyor.

Tom says he hopes to change that soon.

- Tom Mary'nin söylediğinin gerçek olmasını umuyor.
- Tom Mary'nin söylediğinin doğru olduğunu umuyor.

Tom hopes what Mary said is true.

- Suzy, Tom'un ona çıkma teklif edeceğini umuyor.
- Suzy Tom'un çıkma teklif edeceğini umuyor.

Suzy hopes that Tom will ask her out.