Translation of "Titrediğini" in English

Ellerimin titrediğini hissettim.

I felt my hands tremble.

Yerin titrediğini hissettik.

We felt the ground trembling.

O, dizlerinin titrediğini hissetti.

She felt her knees tremble.

Telefonumun cebimde titrediğini hissettim.

- I felt my phone vibrate in my pocket.
- I felt my phone vibrating in my pocket.

Tom telefonun titrediğini hissetti.

Tom felt his phone vibrate.

Tom dizlerinin titrediğini hissetti.

Tom felt his knees tremble.

Tüm vücudumun titrediğini hissettim.

I felt my whole body tremble.

Onun ellerinin titrediğini fark ettim.

I noticed her hands shaking.

Tom Mary'nin ellerinin titrediğini fark etti.

Tom noticed Mary's hands shaking.

Tom, Mary'nin ellerinin titrediğini fark etti.

Tom noticed that Mary's hands were shaking.

Tom Mary'nin ona karşı titrediğini hissetti.

Tom felt Mary trembling against him.

Ellerimin titrediğini ve kalbimin hızlıca çarptığını hissediyordum.

I felt my hands shaking and my heart beating fast.

Tom ceketinin iç cebinde cep telefonun titrediğini hissetti.

Tom felt his cell phone vibrate in the inside pocket of his jacket.

Ona doğru koştum ve tir tir titrediğini gördüm.

I ran to him and saw that he was shaking with fear.