Translation of "Tarifi" in English

Bu annemin tarifi.

This is my mother's recipe.

- Bu tarifi büyükannemden aldım.
- Bu tarifi anneannemden almıştım.

I got this recipe from my grandmother.

Bana tarifi verebilir misiniz?

Can you give me the recipe?

Polise yol tarifi sordum.

I asked a policeman for directions.

Geleneksel tarifi tercih ederim.

I prefer the traditional recipe.

Yol tarifi eksik görünüyor.

The directions seem incomplete.

İşte istediğin yemek tarifi.

Here's the recipe you wanted.

Bu tarifi kimden aldın?

Who did you get this recipe from?

Sana bir yemek tarifi vereceğim.

- I will give him a recipe.
- I will give her a recipe.
- I will give you a recipe.

Ona bir yemek tarifi vereceğim.

I will give her a recipe.

Tom Mary'den yol tarifi istedi.

Tom asked Mary for directions.

Tom yol tarifi sormayı reddetti.

Tom refused to ask for directions.

Belki ona yol tarifi sormalıyız.

Maybe we should ask him for directions.

Belki birine yol tarifi sormalıyız.

Maybe we should ask someone for directions.

Neden birine yol tarifi sormadın?

- Why didn't you just ask someone for directions?
- Why didn't you just ask somebody for directions?

Bu, annemin tavuk çorbası tarifi.

This is my mother's chicken soup recipe.

Yemek tarifi altı kişiye hizmet vermektedir.

The recipe serves six people.

Ben ona bir yemek tarifi vereceğim.

I will give him a recipe.

Yemek tarifi dört olgun domates gerektirir.

The recipe calls for four ripe tomatoes.

- Benim yazdığım yemek tarifi kitabını gördünüz mü?
- Benim yazdığım yemek tarifi kitabını gördün mü?

Have you seen the recipe book that I wrote?

Bugünkü TV programından birçok yemek tarifi öğrendim.

I've learned many recipes from today's TV program.

O yemek tarifi kitabını Tom'a kim verdi.

Who gave Tom that recipe book?

Anneannemin leziz bir morinalı yemek tarifi vardı.

My grandmother had a delicious recipe for cod.

Bu yemek tarifi kitabını ona kim verdi?

Who gave her that recipe book?

Bana metro istasyonuna yol tarifi yapabilir misin?

Can you give me directions to the subway station?

O yemek tarifi kitabını sana kim verdi?

- Who gave you that recipe book?
- Who gave her that recipe book?

O yemek tarifi kitabını ona kim verdi?

Who gave him that recipe book?

Yemek tarifi kitabımın nerede olduğunu biliyor musun?

Do you know where my recipe book is?

Tom yol tarifi sormak için durmayı reddetti.

Tom refused to stop to ask for directions.

Bunun için yemek tarifi istiyorum. Bu çok lezzetli.

I want the recipe for this. It's delicious.

Başarının tarifi için değerlendirdiğimiz hiçbir şeye sahip değillerdi.

they had none of what we consider to be the recipe for success.

Bu yemek tarifi için sadece bir soğana ihtiyacım var.

I just need an onion for this recipe.

Belki yol tarifi sormak için bir benzin istasyonunda durmalıyız.

Maybe we should stop at a gas station to ask for directions.

Domates çorbası için İskoç tarifi: Kırmızı fincan içine sıcak su dökün.

Scottish recipe for tomato soup: Pour hot water into a red cup.