Translation of "Sokaklarında" in English

Bizler ulusumuzun sokaklarında,

We have seen literally in the streets of our nation

Tom Boston sokaklarında dolaştı.

Tom roamed through the streets of Boston.

Biz Kyoto sokaklarında yukarı aşağı yürüdük.

We walked up and down the streets of Kyoto.

Tom, Boston sokaklarında boyunca Mary'nin arabasını izledi.

Tom followed Mary's car across the streets of Boston.

Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...

Low-light cameras reveal the powerful predators...

Gontran sık sık Nîmes'in sokaklarında Olga ile oynadı.

Gontran often played with Olga in the streets of Nîmes.

Onlar kamu sokaklarında, otobüslerde ya da trenlerde uyudu.

They slept on public streets, buses, or trains.

Oslo sokaklarında da yüzüme tükürüldü, bu defa da esmer bir adamdı.

I was spit in the face in the streets of Oslo, this time by brown men.

Neredeyse yok etmek üzereler. Çin devlet başkanı ise Wuhan sokaklarında dolaştı.

They are almost about to destroy. The Chinese president wandered through the streets of Wuhan.

Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.

Some people believe that polar bears walk around freely in the streets of Norway. Luckily, it's just nonsense.

- Kentindeki caddelerde ne çiçek ne de ağaçlar vardı.
- Onun şehrinin sokaklarında ne çiçekler nede ağaçlar vardı.

There were neither flowers nor trees in the streets of his city.