Translation of "Oynadı" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Oynadı" in a sentence and their japanese translations:

Öğrenciler hamleti oynadı.

学生たちは「ハムレット」を演じた。

O basketbol oynadı.

彼女はバスケットボールをした。

O, sahnede oynadı.

- 彼は舞台に立った。
- 彼は舞台で演じた。

Çocuklar bahçede oynadı.

子供達は庭で遊んでいた。

O, kozunu oynadı.

彼は奥の手を出してきた。

O tenis oynadı.

彼はテニスをした。

Öğrencilerden bazıları tenis oynadı ve diğerleri voleybol oynadı.

その生徒たちの何人かはテニスをし、他はバレーボールをした。

O, dün tenis oynadı.

彼は昨日テニスをした。

O, Roy'la iskambil oynadı.

彼女はロイとトランプをした。

Tom Hamlet rolünü oynadı.

トムはハムレットの役を演じた。

Olivier, Hamlet rolünü oynadı.

オリビアがハムレットの役を務めた。

O, Hamlet rolünü oynadı.

彼はハムレットの役を演じた。

Tom bir denizci rolü oynadı.

トムは水夫の役を演じた。

Dün bütün gün tenis oynadı.

彼女は昨日一日中テニスをした。

O birçok kez televizyonda oynadı.

- 彼はテレビの劇に何度も出演してきた。
- 彼はテレビで何度も演じてきた。

O, Kral Lear rolünü oynadı.

彼はリヤ王の役を演じた。

O, bir peri rolünü oynadı.

彼女は妖精の役を演じた。

Öğle yemeğinden sonra tenis oynadı.

昼食が終わってからテニスをした。

Babam Pazar sabahı golf oynadı.

父はその日曜の朝、ゴルフをした。

Devrimde etkin bir rol oynadı.

彼はその革命で積極的な役割をした。

Tom bir arkadaşına oyun oynadı.

トムが友達をからかってたよ。

İki çocuk evin yanında oynadı.

二人の子供が家のそばで遊んでいた。

O önemli bir rol oynadı.

- 彼は重要な役割を演じた。
- 彼が重要な役を果たした。

O, okuldan sonra beyzbol oynadı.

彼は放課後野球をしました。

Dün Ming'in babası tenis oynadı mı?

ミンのお父さんは昨日テニスをしましたか。

O, kahramanı benden daha iyi oynadı.

彼女は私よりも上手にヒロインを演じた。

O, komitede önemli bir rol oynadı.

彼は委員会の中で重要な役割を果たした。

O, geçen pazar günü golf oynadı.

彼はこの前の日曜日にゴルフをしました。

O, bütün gün boyunca tenis oynadı.

彼は一日中テニスをした。

O, oyunda küçük bir bölümü oynadı.

彼はその劇でわき役を演じた。

O, ilk kez bir oyunda oynadı.

彼女は初めて劇に出た。

Jack bana kirli bir oyun oynadı.

ジャックは私に汚いいたずらをした。

Küçük kız, Noel oyununda bir meleği oynadı.

少女はクリスマスの劇で天使の役を演じた。

Mary oyunda, yaşlı bir kadın rolünü oynadı.

メアリーはその劇で老婆の役を演じた。

Mike erkek kardeşine kötü bir oyun oynadı.

マイクは弟にひどいいたずらをした。

Erken sona eren savaş üzerine kumar oynadı.

彼は戦争が早々と終わるとあてこんでいた。

O, tatili boyunca her gün golf oynadı.

彼は休暇中毎日ゴルフをした。

O, tatili sırasında günden güne golf oynadı.

彼は休暇中毎日ゴルフをした。

O bu projede önemli bir rol oynadı.

彼女はこの企画で重要な役割を演じた。

Petrol medeniyetin ilerlemesinde önemli bir rol oynadı.

石油は文明の発達において重要な役割を果たしてきた。

Karşı saldırıda önemli bir rol oynadı… ta ki,

「4日間のキャンペーン」として知られ、 ナポレオンが決定的な打撃を与えるために到着するまで

Karşı kazandığı büyük zaferde önemli bir rol oynadı

これにより、彼はフランスの新しい第一領事であるナポレオン・ボナパルトの注意を引き

Petrol,Japon sanayinin gelişiminde önemli bir rol oynadı.

石油は日本の産業の進歩に重要な役割を果たした。

Doktor Yukawa bilimsel çalışmada önemli bir rol oynadı.

湯川博士は科学研究に重要な役割を果たした。

Ben futbol oynadım ve kız kardeşim tenis oynadı.

私がフットボールをし、妹がテニスをした。

O, bilimsel araştırmamızda çok önemli bir rol oynadı.

彼は我々の科学研究に大変重要な役割を果たした。

Eden mağlup Prusya ordusunun peşinde önemli bir rol oynadı .

その後の敗北したプロイセン軍を追跡しました。

Kampanyada önemli bir rol oynadı, Kahire'deki isyanı bastırmaya yardım etti ...

彼はキャンペーンで重要な役割を果たし、カイロでの反乱を鎮圧するのを助け

- Kadınların özgürlüğü hareketinde yer aldı.
- Kadınların özgürlüğü hareketinde bir rol oynadı.

- 彼女は婦人解放運動で積極的な役割をした。
- 彼女は女性解放運動に一役買った。

Berthier, Napolyon'un 1798'deki Mısır seferini planlamada çok önemli bir rol oynadı

ベルティエは1798年のナポレオンのエジプト遠征を計画する上で重要な役割を果たし、

Sadece beş gün sonra, bölümü Napolyon'un Marengo'daki büyük zaferinde önemli bir rol oynadı.

ちょうど5日後、彼の師団はナポレオンのマレンゴでの大勝利に重要な役割を果たしました。

Yine çok önemli bir rol oynadı . Adamları geri püskürtüldüğünde Davout onları topladı ve

ロシアの側面を変えようとした。彼の部下が追い出されたとき、ダヴーは彼らを集め