Translation of "Yürüdük" in English

- Yürüdük.
- Biz yürüdük.

We walked.

Buraya yürüdük.

We walked here.

Çok yürüdük.

We walked a lot.

Eve yürüdük.

We walked home.

Nehre doğru yürüdük.

We walked to the river.

Sahil boyunca yürüdük.

We walked along the beach.

Göletin etrafında yürüdük.

- We walked around the pond.
- We walked round the pond.

Nehir boyunca yürüdük.

We walked along the river.

Thames'in kıyısında yürüdük.

We walked on the banks of the Thames.

Odama doğru yürüdük.

We walked to my room.

Biz ormanda yürüdük.

We walked through the forest.

Parmak uçlarımızda yürüdük.

We walked on tiptoes.

Biz yağmurda yürüdük.

We marched in the rain.

Biz parkta yürüdük.

We walked in the park.

Üç mil yürüdük.

We walked three miles.

Myryle Beach'te plajda yürüdük

And we walked along the beach in Myrtle Beach,

Biz parka kadar yürüdük.

We walked as far as the park.

Biz ağaçların arasında yürüdük.

We walked among the trees.

Biz cadde boyunca yürüdük.

We walked along the street.

Uzun bir süre yürüdük.

We walked for a long time.

Göl kıyısı boyunca yürüdük.

We walked along the shore of the lake.

Biz buz boyunca yürüdük.

We walked across the ice.

Yaklaşık altı kilometre yürüdük.

We walked for about 6 kilometers.

Biz iki saat yürüdük.

We walked for two hours.

Biz miller boyunca yürüdük.

We walked for miles.

Üçümüz yan yana yürüdük.

We walked three abreast.

Biz yol boyunca yürüdük.

We walked along the road.

Biz gölün etrafında yürüdük.

- We have walked all around the lake.
- We've walked all around the lake.

Yavaşça onlara doğru yürüdük.

We walked slowly towards them.

Biz kumul üzerinde yürüdük.

We walked on the dune.

Biz yan yana yürüdük.

We walked along side by side.

Yaklaşık üç kilometre yürüdük.

We walked for about three kilometers.

Yaklaşık üç saat yürüdük.

- We walked for about three hours.
- We walked about three hours.

Biz plaja doğru yürüdük.

We walked up to the beach.

Her zamankinden daha hızlı yürüdük.

We walked more quickly than usual.

Dar bir patika boyunca yürüdük.

We walked along a narrow path.

Biz yol boyunca yavaşça yürüdük.

We walked slowly along the road.

Biz 6 kilometre kadar yürüdük.

We walked as far as 6 kilometers.

İstasyona kadar bütün yolu yürüdük.

We had to walk all the way to the station.

Tom ve ben birlikte yürüdük.

Tom and I walked together.

Biz istasyona kadar birlikte yürüdük.

We walked together as far as the next station.

Biz yüz yarda daha yürüdük.

We walked another hundred yards.

O ve ben birlikte yürüdük.

He and I walked together.

Büyük bir galeri boyunca yürüdük.

We walked through a long gallery.

Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.

We walked through thick bushes.

Biz yaklaşık beş mil yürüdük.

We walked about five miles.

Biz o gün on mil yürüdük.

We walked ten miles that day.

Biz Kyoto sokaklarında yukarı aşağı yürüdük.

We walked up and down the streets of Kyoto.

Tom ve ben okula birlikte yürüdük.

Tom and I walked to school together.

Tom ve ben birlikte eve yürüdük.

Tom and I walked home together.

Biz birkaç dakika yürüdük ve kıyıya ulaştık.

We walked a few minutes and reached the shore.

Tom ve ben ikimiz de buraya yürüdük.

Tom and I both walked here.

- Biz gölün etrafında yürüdük.
- Gölün bütün çevresini gezdik.

- We have walked all around the lake.
- We've walked all around the lake.

Kalabalıktan uzaklaşmak için bir sonraki plaja doğru yürüdük.

We walked to the next beach to get away from the crowds.

Biz eski şarkılar söyleyerek işlek cadde boyunca yürüdük.

We walked along the busy street, singing old songs.

Göl donmuştu, bu yüzden biz buz üzerinde yürüdük.

The lake was frozen, so we walked across the ice.

Dar ve dolambaçlı bir yoldan aşağıya doğru yürüdük.

We walked down a narrow and winding path.