Translation of "Sohbet" in English

sohbet edebiliyorduk

pretty much about any subject,

Sohbet edelim.

Let's chat.

Sohbet etmeliyiz.

We should have a conversation.

Sohbet siyasileşti.

The conversation turned to politics.

"Bu sohbet hiçbir zaman olmadı." - "Hangi sohbet?"

"This conversation never occurred." - "What conversation?"

Bir sohbet yapabilseydim.

like the one I had with Billy.

Bir sohbet başlatın.

Start a conversation.

Onlar sohbet ediyorlar.

They are having a chat.

Sohbet odasına gelmelisin.

You should come to the chat room.

Tom'la sohbet ettim.

I had a talk with Tom.

Arkadaşlarınızla sohbet edin.

Chat with your friends.

Sohbet daha kişiselleşti.

The conversation got more personal.

Onunla sohbet ettim.

I had a talk with her.

Onlarla sohbet ettim.

I had a chat with them.

Berberice sohbet ediyorlardı.

They were chatting in Berber.

Nancy arkadaşlarıyla sohbet ediyor.

- Nancy is having a chat with her friends.
- Nancy is chatting with her friends

Sohbet odasına gitmekten hoşlanırım.

I like to go to the chat room.

Tom ile sohbet ettim.

I had a chat with Tom.

Seninle sohbet etmek istiyoruz.

We want to talk with you.

Güzel sohbet için teşekkürler.

Thanks for the good conversation.

Tom'la biraz sohbet edeyim.

Let me have a little chat with Tom.

Mantıksız sohbet devam etti.

The irrational conversation continued.

Onunla sohbet etmek güzeldi.

- It was nice to speak with her.
- It was nice to converse with her.

Kimseyle sohbet etmek istemiyorum.

I don't want to talk to anyone.

Tom, Mary'yle sohbet ediyor.

Tom is chatting with Mary.

Onunla sohbet etmek zordur.

It is difficult to talk to him.

Biz kısaca sohbet ettik.

We chatted briefly.

Ben çevrimiçi sohbet ediyorum.

I'm chatting online.

Oturalım ve sohbet edelim.

Let's sit down and talk things over.

Tom sohbet etmeyi sevmez.

Tom doesn't like to socialize.

Sizinle sohbet etmek güzeldi.

It was nice chatting with you.

Bir sohbet için buluşalım.

Let's meet for a chat.

Güzel bir sohbet ettik.

We held a pleasant conversation.

Tom arkadaşlarıyla sohbet ediyor.

Tom is chatting with his friends.

- Konuşmaya başladık.
- Sohbet ettik.

We got to talking.

Onunla sohbet etmeye başladım.

I started talking to him.

Sami ziyaretçilerle sohbet etti.

Sami chatted to the visitors.

Onlarla sohbet etmek zorunda değilsin.

You don't have to chat with them.

Onlar hava hakkında sohbet ettiler.

They chatted about the weather.

Biz iyi bir sohbet ettik.

We had a good conversation.

Tom seninle sohbet etmek istiyor.

- Tom wants to talk to you.
- Tom wants to speak with you.
- Tom wants to talk with you.
- Tom wants to speak to you.

Tom seninle sohbet etmek istemiyor.

Tom doesn't want to talk to you.

Onunla uzun bir sohbet ettim.

I had a long conversation with her.

Seninle sohbet etmekten bir zevkti.

It's been a pleasure chatting with you.

Onlar bir an sohbet ettiler.

They chatted for a moment.

Çayını içerken benimle sohbet etti.

- He chatted with me while drinking his tea.
- She chatted with me while drinking her tea.

Seninle sohbet etmeme gerek yok.

I don't need to talk to you.

Tom ve Mary sohbet ediyorlar.

Tom and Mary are talking.

Biz çay üzerine sohbet ediyorduk.

We were chatting over tea.

Tom'la biraz sohbet etmek zorundayım.

I have to have a little chat with Tom.

Tom'un sohbet ettiği kız bayıldı.

The girl Tom was chatting with fainted.

Onlar gece boyunca sohbet ettiler.

They talked throughout the night.

Tom Mary ile sohbet etti.

Tom had a conversation with Mary.

Bütün günü sohbet ederek geçirdik.

We spent the whole day chatting.

Biz harika bir sohbet ettik.

We had a great conversation.

Hayır, bu bir sohbet değil.

No, this isn't a chat.

Kahve içerken sohbet edelim mi?

Shall we talk about it over a cup of coffee?

Onunla hoş bir sohbet yaptım.

I had a nice chat with her.

Biz bir süre sohbet ettik.

We had a chat for a while.

Tom'la hoş bir sohbet ettim.

I had a nice chat with Tom.

Tom, seninle sohbet etmek istiyorum.

Tom, I want to have a chat with you.

Sami gecenin ortasında sohbet ediyordu.

Sami was chatting in the middle of the night.

Sami, Leyla ile sohbet ediyordu.

Sami was chatting with Layla.

Tom'la uzun bir sohbet ettim.

I had a long chat with Tom.

- Fransızca lafladık.
- Fransızca sohbet ettik.

We chatted in French.

Sohbet, demokrasi konseptindeki en zorlu şey

Conversation is the most difficult thing in a democracy

Bir fincan kahve içerken sohbet ederdik.

We used to talk over a cup of coffee.

Ödevimi bitirdikten sonra, annemle sohbet ettim.

Having done my homework, I had a chat with Mom.

Sağır insanlar işaret dilinde sohbet edebilirler.

Deaf people can converse in sign language.

Ben buradayım. Sohbet etmek istiyor musun?

I'm here. Do you want to chat?

İngilizce bilen biriyle sohbet etmek istiyorum.

I want to chat with someone who speaks English.

Sadece sizinle böyle sohbet etmek güzel.

It's nice to just chat with you like this.

- Sohbet yerine çalışın!
- Konuşmak yerine çalışın!

Work instead of chatting!

Tom ile biraz sohbet etmem gerekiyor.

- I need to have a little chat with Tom.
- I have to have a little chat with Tom.

Seninle küçük bir sohbet etmek istiyorum.

I'd like to have a little chat with you.

Tom'un eski kız arkadaşıyla sohbet ettim.

I talked to Tom's old girlfriend.

Bir fincan kahve içerken sohbet ettiler.

They talked over a cup of coffee.

Ben sık sık onunla sohbet ederim.

I often converse with her.

Bir fincan kahve içerken sohbet edelim.

Let's talk over a cup of coffee.

Tom ve Mary birbirleriyle sohbet ediyorlardı.

Tom and Mary were talking to each other.

Bir fincan kahve içerken sohbet ettik.

We had a chat over a cup of coffee.

Tom, Mary ile sohbet etmek istedi.

Tom wanted to speak with Mary.

En sık hangi dilde sohbet edersin?

Which language do you most often have conversations in?

Okuldan sonra arkadaşlarımla sohbet etmek istiyorum.

I like to chat with my pals after school.

Sohbet etmek için bir araya toplandılar.

They gathered together to have a chat.

Tom Mary ile sohbet etmeye başladı.

Tom struck up a conversation with Mary.

Sami, Leyla ile bir sohbet etti.

Sami had a chat with Layla.

Tom'un seninle sohbet etmek istediğini biliyorum.

- I know Tom wants to talk with you.
- I know that Tom wants to talk with you.

Anne babanla kolay sohbet edilir mi?

Are your parents easy to talk to?

sohbet etme cesaretini göstersek ne olur ki?

including their suicidal thoughts?