Translation of "Sinirliydi" in English

0.004 sec.

Examples of using "Sinirliydi" in a sentence and their english translations:

Tom sinirliydi.

Tom was nervous.

Sami sinirliydi.

Fadil was pissed off.

- Sami sadece sinirliydi.
- Sami az önce sinirliydi.

Sami was just nervous.

Çağırılmadığı için sinirliydi.

He was mad because he was not invited.

Tom sadece sinirliydi.

Tom was just nervous.

Tom oldukça sinirliydi.

- Tom was quite nervous.
- Tom was pretty nervous.

Belki Tom sinirliydi.

Maybe Tom was nervous.

Tom çok sinirliydi.

- Tom was very nervous.
- Tom felt very nervous.
- Tom was really nervous.

Tom da sinirliydi.

Tom was nervous, too.

Tom gerçekten sinirliydi.

- Tom was real nervous.
- Tom was really nervous.

Uçaktaki insanlar çok sinirliydi.

People on the plane were very nervous.

Erkekler kızlar kadar sinirliydi.

The boys were as nervous as the girls.

Tom son derece sinirliydi.

Tom was extremely nervous.

Sami son derece sinirliydi.

Sami was extremely nervous.

Tom, Mary kadar sinirliydi.

- Tom was as nervous as Mary.
- Tom was as nervous as Mary was.

Tom ilk başta çok sinirliydi.

Tom was very nervous at first.

Tom konuşamayacak kadar çok sinirliydi.

Tom was too nervous to speak.

Tom gözle görülebilir şekilde sinirliydi.

Tom was visibly nervous.

Tom hakime bağıracak kadar sinirliydi.

Tom had the nerve to yell at the judge.

Tom benim olduğum kadar sinirliydi.

Tom was as nervous as I was.

Tom o oluyorken çok sinirliydi.

Tom was very nervous when that was happening.

Tom sinirliydi ama Mary değildi.

Tom was nervous, but Mary wasn't.

Ben ayrıldığımda Tom çok sinirliydi.

Tom was really angry when I left.

O, gözle görülür bir şekilde sinirliydi.

He was visibly nervous.

Ne Tom ne de Mary sinirliydi.

Neither Tom nor Mary was nervous.

Tom sinirli değildi ama Mary sinirliydi.

Tom wasn't irritated, but Mary was.

O ertesi sabah Amerika'ya gideceği için sinirliydi.

- He was nervous because he was leaving for America the next morning.
- He was nervous because he was leaving for the United States the next morning.

Hem Tom hem de Mary çok sinirliydi.

Both Tom and Mary were very nervous.

Düğün provasında, konuşmak için neredeyse çok sinirliydi.

During the wedding rehearsal, he was almost too nervous to speak.

- Tom, Mary kadar sinirliydi.
- Tom, Mary kadar gergindi.

- Tom was as nervous as Mary.
- Tom was as nervous as Mary was.

- Leyla o zaman çok sinirliydi.
- Leyla o zaman çok gergindi.

Layla was very nervous at the time.

- O, o kadar öfkeliydi ki konuşamadı.
- O kadar sinirliydi ki konuşamadı.

She was so angry that she could not speak.

- Tom gergindi ama ne yapması gerektiğini biliyordu.
- Tom sinirliydi ama ne yapması gerektiğini biliyordu.

Tom was nervous, but he knew what he was supposed to do.

Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.

Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.