Translation of "Insanlar" in French

0.020 sec.

Examples of using "Insanlar" in a sentence and their french translations:

insanlar tarafından insanlar için yapıldı

ils ont été créés par des gens pour les gens

İnsanlar toplanıyor.

Les gens se rassemblent.

İnsanlar ölüyor.

- Les gens meurent.
- Des gens meurent.

İnsanlar konuşuyor.

Les gens parlent.

İnsanlar öldürülüyor.

Les gens se font tuer.

İnsanlar konuşacak.

Les gens parleront.

İnsanlar komplike.

Les gens sont compliqués.

İnsanlar aptal.

Les gens sont idiots.

İnsanlar izliyorlardı.

Les gens regardaient.

"burada insanlar yaşıyor, burada insanlar yaşıyor."

« ici vivent des gens, ici vivent des gens ».

- İnsanlar savaştan korkar.
- İnsanlar savaştan korkuyor.

Les gens craignent la guerre.

- İnsanlar savaştan korkar.
- İnsanlar savaştan korkarlar.

- Les gens ont peur de la guerre.
- Les gens craignent la guerre.
- Les gens ont peur d'une guerre.

- Bütün insanlar eşittir.
- Tüm insanlar eşittir.

Tous les hommes sont égaux.

- İnsanlar sonsuza kadar yaşayamazlar.
- İnsanlar sürekli yaşayamazlar.

Les gens ne peuvent pas vivre éternellement.

- Bazı insanlar çok kötüdür.
- Bazı insanlar şerdir.

Certaines personnes sont mauvaises.

- Diğer insanlar geri zekalıdırlar!
- Diğer insanlar idiotturlar.

Les autres gens sont des idiots !

- Neden insanlar sizden korkuyor?
- Neden insanlar sizden korkar?
- Neden insanlar senden korkar?

- Pourquoi les gens ont-ils peur de vous ?
- Pourquoi les gens ont-ils peur de toi ?

Kırılmış insanlar buldum.

j'ai découvert des gens brisés.

Ve insanlar baktığında,

Et quand on nous observe,

İnsanlar ofise döndüklerinde

Quand les gens retournent au bureau,

Dayanıklı insanlar kendilerine

les personnes résilientes se demandent :

''Burada insanlar yaşıyor.''

« Ici vivent des gens ».

Ramel gibi insanlar.

Des gens comme Ramel.

Ayrıcalıklı insanlar olarak

Nous qui sommes privilégiés,

İnsanlar bunu duyamaz.

Inaudibles par l'ouïe humaine.

İnsanlar soruyu anladığında

Une fois que les gens comprennent la question,

O güzel insanlar

ces belles personnes

Umarım, insanlar geldikçe

Avec un peu de chance, le rassemblement des gens

Tüm insanlar eşittir.

Tous les hommes sont égaux.

İnsanlar beyzbol oynuyorlar.

Les gens sont en train de jouer au baseball.

İnsanlar kuşları sevmiyorlar.

Ce peuple n'aime pas les oiseaux.

İnsanlar savaştan korkar.

Les gens ont peur de la guerre.

İnsanlar ona güldü.

Les gens se sont moqués de lui.

Siz insanlar şaşırtıcısınız.

- Vous êtes incroyables.
- Vous êtes des gens étonnants.

Dünyadaki insanlar şişmanlıyor.

Les gens à travers le monde deviennent obèses.

Yalnızca insanlar gülebilir.

Seuls les êtres humains peuvent rire.

İnsanlar konuşmayı sever.

Les gens adorent parler.

İnsanlar gördüklerine inanırlar.

Les gens croient ce qu'ils voient.

İnsanlar deneyimlerinden öğrenirler.

- Les hommes apprennent de l'expérience.
- Les gens apprennent à partir de l'expérience.

İnsanlar kendilerini yıkamalılar.

Les gens devraient se laver.

İnsanlar özgürlüğü sever.

Les gens aiment la liberté.

Şirketler, insanlar değildirler.

Les sociétés ne sont pas des gens.

İnsanlar yabancılara bakmamalılar.

On ne doit pas dévisager les étrangers.

İnsanlar bize bakıyor.

Les gens nous regardent.

İnsanlar Afrika kökenlidirler.

Les êtres humains prennent leur origine en Afrique.

Madritli insanlar delidirler.

Ils sont fous ces Madrilènes.

İnsanlar ölmek istemiyorlar.

On ne veut pas mourir.

İnsanlar karıncalara benzer.

Les gens ont l'air de fourmis.

İnsanlar konuşmaya başlıyorlar.

Les gens commencent à parler.

İnsanlar hep ölüyor.

Des gens meurent tout le temps.

İnsanlar köylerde yaşıyordu.

Les gens vivaient dans des villages.

İnsanlar Mars'ta yaşayamaz.

Les humains ne peuvent pas vivre sur Mars.

Onlar iyi insanlar.

Ce sont de bonnes gens.

Bu insanlar kimdir?

Qui sont ces gens ?

İnsanlar ne düşünecek?

Que penseront les gens ?

Bu insanlar amatör.

Ces gens sont des amateurs.

Bütün insanlar ölümlüdür.

Tous les êtres humains sont mortels.

Ölü insanlar konuşamazlar.

- Les morts ne racontent pas d'histoires.
- Les morts ne parlent pas.

Bütün insanlar ölmeli.

Tous les hommes doivent mourir.

İnsanlar duyarlı yaratıklardır.

Les humains sont des êtres sensibles.

İnsanlar bilinçli varlıklardır.

Les humains sont des êtres conscients.

İnsanlar maymundan gelirler.

Les humains descendent des singes.

Bu insanlar profesyonel.

Ces gens sont des professionnels.

İnsanlar her yerdeydi.

Il y avait des gens partout.

İnsanlar hâlâ korkuyor.

Les gens sont encore effrayés.

İnsanlar sosyal yaratıklardır.

Les êtres humains sont des créatures sociales.

Siz insanlar çılgınsınız.

- Vous êtes fous.
- Vous êtes tous cinglés.

Zayıf insanlar kaybederler.

Les faibles perdent.

İnsanlar burada samimi.

- Les gens sont amicaux ici.
- Les gens sont sympathiques ici.

Madritli insanlar tuhaftır.

Les gens de Madrid sont bizarres.

İnsanlar köpekleri sever.

Les gens aiment les chiens.

Bütün insanlar eşittir.

Tous les hommes sont égaux.

İnsanlar birbirlerini sevmeliler.

Les gens devraient s'aimer les uns les autres.

İnsanlar garip hayvanlardır.

Les humains sont d'étranges animaux.

İnsanlar nefret dolular.

L'être humain est plein de haine.

- İnsanlar artık onu söylemiyorlar.
- İnsanlar onu artık söylemiyor.

- On ne dit plus ça.
- Les gens ne disent plus cela.

- Bütün insanlar eşit yaratılırlar.
- Bütün insanlar eşit yaratıldılar.

Tous les hommes naissent égaux.

- İnsanlar krizin bittiğini söylüyor.
- İnsanlar krizin bittiğini söylüyorlar.

Les gens disent que la crise est passée.

- Ve insanlar? Ne diyecekler?
- Peki insanlar? Ne diyecekler?

Et les gens, qu'est-ce qu'ils vont dire ?

- Neden insanlar sinemaya gidiyor?
- İnsanlar neden sinemaya gidiyorlar?

Pourquoi est-ce que les gens vont au cinéma ?

- Buradaki insanlar çok misafirperver.
- İnsanlar burada çok konuksever.

Les gens sont très hospitaliers ici.

- Bazı insanlar hayaletlerden korkuyorlar.
- Bazı insanlar hayaletlerden korkarlar.

Certaines personnes ont peur des fantômes.

- Tom konuşunca insanlar dinler.
- Tom konuştuğu zaman insanlar dinler.

Quand Tom parle, les gens écoutent.

Ve insanlar seni bulacaktır.

vous serez reconnu.

Ezilen genç insanlar buldum.

entre leurs familles et le pays dans lequel ils étaient nés.

Hâlâ insanlar tarafından yaratılıyorlar

Elles sont toujours créées par des gens,

İnsanlar farklılık yaratmayı önemser.

Les gens cherchent à faire une différence.

İyi insanlar var, biliyorum.

Et je sais qu'il y a beaucoup de bonnes personnes.

Hayvanlar muhteşemdir, insanlar korkunçtur.

les animaux sont formidables, les humains sont terrifiants.

Dayanıklı insanlar olumsuzlukları azaltmaz

Les personnes résilientes ne minimisent pas le négatif,

Bu gezegende insanlar var.

Sur cette planète, il y a des gens.

insanlar size farklı davranıyor.

les gens vous traitent différemment.

insanlar artık yaratıcılıklarıyla değerlendirilmiyorlar.

les hommes ne sont plus valorisés pour leur créativité.

Ama orada insanlar bana,

Mais là-bas, les gens me demandaient :

Aşırı yetenekli insanlar, sıralama

embauché des gens super talentueux, sur la même longueur d'onde,

Ama bizler, insanlar olarak,

Mais nous, en tant qu'êtres humains,