Translation of "Sırtına" in English

0.010 sec.

Examples of using "Sırtına" in a sentence and their english translations:

Sırtına özen göster.

Take care of your back.

Onun sırtına masaj yaptı.

He massaged her back.

Tom sırtına hafifçe vurdu.

Tom patted himself on the back.

O, bıçağı onun sırtına batırdı.

He sank the knife into her back.

Tom Mary'nin sırtına şaplak attı.

Tom slapped Mary on the back.

O, sırtına bir sıcak su şişesi koydu.

He laid a hot-water bottle on his back.

Mary Tom'un onun sırtına güneş losyonu çalmasını istedi.

Mary wanted Tom to put suntan lotion on her back.

Belki bitin de sırtına binebilecek olsa ona da binerdi ama

Maybe if he could get on his back, he would ride him, but

Bir ata binmeden önce, genellikle onun sırtına bir eyer koyarsın.

Before getting on a horse, you usually put a saddle on its back.

Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.

Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back.

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.

Somehow she's managed to maneuver herself into the least dangerous place, and that's on the shark's back.

- İğne ipliğe dönmüşsün.
- Bir deri bir kemik kalmışsın.
- Karnın sırtına yapışmış.
- Kemiklerin sayılıyor.
- Kaburgaların çıkmış.
- İskelet gibi olmuşsun.

You've become too skinny.