Translation of "özen" in English

0.004 sec.

Examples of using "özen" in a sentence and their english translations:

Neden özen göstermelisin?

Why should you care?

Sırtına özen göster.

Take care of your back.

Şişeyi düşürmemeye özen göster.

Take care not to drop the bottle.

Çok harcamamaya özen gösteriyorum.

I'm careful not to spend too much.

Her şeye özen gösterilir.

Everything's taken care of.

Cildinize özen göstermeniz önemlidir.

It's important to take care of your skin.

Biraz özen gösterebilir misin?

Can you elaborate a bit?

Her zaman çocuklarına özen gösterir.

She always takes care of her children.

Saymada yanlış yapmamaya özen göstermelisin.

You must be accurate in counting.

Paul giyimine özen gösteren kimse.

Paul is a natty dresser.

Tom beni ziyaret etmeye özen gösterir.

Tom made a point of visiting me.

Akşam yemeğinden önce yürümeye özen gösteririm.

I make a point of taking a walk before supper.

- Tom özen gösterirdi.
- Tom ihtimam gösterirdi.

Tom would care.

Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.

We must all take care to preserve our national heritage.

Başkaları hakkında kötü konuşmamaya çok özen gösterir.

He makes a point of never speaking ill of others.

Mektubu alır almaz cevap yazmaya özen gösteririm.

I make a point of writing an answer as soon as I get a letter.

Jim günde üç mil koşmaya özen gösterir.

Jim makes a point of jogging three miles every day.

- Yaptığın şeye ilgi göster.
- Yaptığın şeye özen göster.

Pay attention to what you're doing.

- Yaptığın şeye özen göster.
- Yaptığın şeye itina et.

Pay attention to what you're doing.

- Cildinize özen göstermeniz önemlidir.
- Cildinize itina etmeniz mühimdir.

It's important to take care of your skin.

O her iki ayda bir ailesine yazmaya özen gösteriyor.

He makes a point of writing to his parents once every two months.

Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur.

Considerable care is advised when driving in winter weather.

Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir.

Great care has been taken to use only the finest ingredients.

- Gözlükleri kırmamak için özen gösterin.
- Bardakları kırmamaya dikkat edin.

Take care not to break the glasses.

- Saymada yanlış yapmamaya özen göstermelisin.
- Sayımda hataya düşmemeye itina etmelisin.

You must be accurate in counting.

- Tom erken kalkmaya özen gösterir.
- Tom erken kalkmayı huy edinmiştir.

Tom makes a point of getting up early.

- O akşam yemeğinden önce çalışmayı ihmal etmez.
- O akşam yemeğinden önce çalışmayı ilke edinir.
- O akşam yemeğinden önce çalışamaya özen gösterir.

He makes a point of studying before supper.

- Çiçeklerle ne zamandır ilgileniyorsun?
- Çiçekleri ne zamandır seviyorsun?
- Çiçeklere ne zamandır önem veriyorsun?
- Çiçekleri ne zamandır önemsiyorsun?
- Çiçeklere ne zamandır ilgi duyuyorsun?
- Çiçeklere ne zamandır özen gösteriyorsun?

Since when do you care about flowers?