Translation of "Söylemeyeceğini" in English

0.004 sec.

Examples of using "Söylemeyeceğini" in a sentence and their english translations:

Kimseye söylemeyeceğini düşündüm.

- I thought you weren't going to tell anyone.
- I thought that you weren't going to tell anyone.

Şarkı söylemeyeceğini biliyordum.

I knew you wouldn't sing.

Onu Tom'a söylemeyeceğini umuyorum.

I hope you don't tell Tom that.

Tom şarkı söylemeyeceğini söyledi.

- Tom said he's not going to sing.
- Tom said that he's not going to sing.
- Tom said that he isn't going to sing.
- Tom said he isn't going to sing.

Tom Mary'ye söylemeyeceğini söylüyor.

Tom says he won't tell Mary.

Tom'un Mary'ye söylemeyeceğini biliyorum.

- I know Tom won't tell Mary.
- I know that Tom won't tell Mary.

Tom'un şarkı söylemeyeceğini biliyordum.

- I knew Tom wasn't going to sing.
- I knew that Tom wasn't going to sing.

Tom şarkı söylemeyeceğini söylüyor.

Tom says he won't sing.

Bana yalan söylemeyeceğini biliyorum

- I know you'd never lie to me.
- I know that you'd never lie to me.

Tom'un sana bizzat söylemeyeceğini biliyorum.

- I know Tom wouldn't tell you himself.
- I know that Tom wouldn't tell you himself.

Tom Mary'nin John'a söylemeyeceğini biliyor.

- Tom knows Mary won't tell John.
- Tom knows that Mary won't tell John.

Tom'un o şarkıyı söylemeyeceğini biliyordum.

- I knew Tom wouldn't sing that song.
- I knew that Tom wouldn't sing that song.

Tom'un bize yalan söylemeyeceğini biliyordum.

- I knew Tom wouldn't lie to us.
- I knew that Tom wouldn't lie to us.

Tom'un sana yalan söylemeyeceğini biliyorum.

- I know Tom won't lie to you.
- I know that Tom won't lie to you.

Tom'un bana yalan söylemeyeceğini biliyorum.

- I know that Tom won't lie to me.
- I know Tom won't lie to me.

Tom'un Mary'ye yalan söylemeyeceğini biliyorum.

- I know that Tom won't lie to Mary.
- I know Tom won't lie to Mary.

Ev ödevimizi yapmadığımızı ona söylemeyeceğini düşündüm.

- I thought you wouldn't tell her that we hadn't done our homework.
- I thought that you wouldn't tell her that we hadn't done our homework.

Ev ödevimi yapmadığımı öğretmene söylemeyeceğini düşündüm.

- I thought you wouldn't tell the teacher that I hadn't done my homework.
- I thought that you wouldn't tell the teacher that I hadn't done my homework.

Tom Mary'ye söylemeyeceğini isteksizce kabul etti.

Tom reluctantly agreed that he wouldn't tell Mary.

Tom'un bir şey söyleyip söylemeyeceğini görelim.

Let's see if Tom will say anything.

O şarkıyı bir daha söylemeyeceğini umarım.

I hope you don't ever sing that song again.

Tom, Mary'ye yaptığımız şeyi söylemeyeceğini söylüyor.

Tom says he won't tell Mary what we did.

Tom, Mary'ye bunu yapmasını söylemeyeceğini söylüyor.

Tom says he won't tell Mary to do that.

Tom bu gece şarkı söylemeyeceğini söyledi.

- Tom said he won't sing tonight.
- Tom said that he won't sing tonight.

Tom asla sana yalan söylemeyeceğini biliyorum.

- I know Tom would never lie to you.
- I know that Tom would never lie to you.

Tom'un asla Mary'ye yalan söylemeyeceğini biliyorum.

- I know Tom would never lie to Mary.
- I know that Tom would never lie to Mary.

Sana Tom'un gerçeği söyleyip söylemeyeceğini bilmediğimi söyledim.

I told you I don't know if Tom will tell the truth.

Tom'un ev ödevimi yapmadığımı öğretmene söylemeyeceğini düşündüm.

- I thought Tom wouldn't tell the teacher that I hadn't done my homework.
- I thought that Tom wouldn't tell the teacher that I hadn't done my homework.

Tom Mary'ye ona asla yalan söylemeyeceğini söyledi.

Tom told Mary he'd never lie to her.

Tom'un Mary'ye doğruyu söyleyip söylemeyeceğini merak ediyorum.

- I wonder whether Tom will tell Mary the truth.
- I wonder if Tom will tell Mary the truth.

Tom asla herkesin önünde tekrar şarkı söylemeyeceğini söylüyor.

Tom says he'll never sing in public again.

Tom'un bu gece şarkı söyleyip söylemeyeceğini kesin olarak bilmiyorum.

I don't know for certain whether Tom will sing tonight or not.

Tom'un ne olduğu hakkında bir şey söyleyip söylemeyeceğini merak ediyorum.

I wonder if Tom is going to say anything about what happened.

Tom Mary hakkında onun John'a söylemeyeceğini umduğu belirli şeyler biliyordu.

- Tom knew certain things about Mary that she hoped he wouldn't tell John.
- Tom knew certain things about Mary she hoped he wouldn't tell John.

Bu gece Tom'un bizim için şarkı söyleyip söylemeyeceğini biliyor musun?

Do you know whether or not Tom is going to sing for us tonight?

Tom Mary'nin onun bilmek istediği şeyi ona söyleyip söylemeyeceğini merak ediyordu.

Tom wondered if Mary would tell him what he wanted to know.

- Biliyorum Tom bana asla yalan söylemez.
- Tom'un bana yalan söylemeyeceğini biliyorum.

- I know Tom would never lie to me.
- I know that Tom would never lie to me.