Translation of "Yalan" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Yalan" in a sentence and their arabic translations:

Yani yalan

كذبة جدا

Yalan söyleme.

إياك و الكذب.

Bu yalan söylemez.

‫ولكن هذا لا يكذب.‬

Tom yalan söyledi.

لقد كذِبَ توم.

Neden yalan söylüyorsun?

لِماذا تَكْذِبُ؟

Asla yalan söyleme!

لا تكذب أبداً!

Aslında yalan söyledi.

في الحقيقة، لقد كذب.

Yalan söylemekle suçlandı.

اتُّهمت بالكذب.

Neden yalan söyledin?

لِماذا كَذَبْتَ؟

Pişkince yalan söyledi.

كان يكذب بشكل صارخ.

Kendine yalan söyleme.

لا تكذب على نفسك.

Ben yalan söyleyemem.

لا يمكنني الكذب.

Öğretmene yalan söyledim.

لقد كذبت على المدرّس.

Senin için yalan söyleyecek insanlar, sana da yalan söylerler.

من سيكذب لأجلك، سيكذب عليك.

Ne oldu, yalan oldum.

ماذا حدث، أصبحت أكذوبة.

Ama... Bu yalan söylemez.

‫ولكن...‬ ‫هذا لا يكذب.‬

Ancak hiç yalan söylemezdi.

لكنه لم يكذب أبداً.

yalan söylemek ve aldatmak."

هو الكذب والخداع."

Veya birileri yalan söylüyor

أو شخص يكذب

O hiç yalan söylemedi.

لم تُسْمَع منه كِذبة أبدا.

Hiç kimse yalan söylemedi.

لم يكذب أحد.

Yalan söylüyorsun, değil mi?

أنت تكذب، أليس كذلك؟

O bize yalan söyledi.

كذب علينا.

Neden bana yalan söyledin?

لماذا كذبت علي؟

Yalan söylemede iyi değilim.

لست بارعا في الكذب.

Mary bana yalan söyledi.

كذبت ماري علي.

Onlar bana yalan söyledi.

كذبوا عليّ.

Lütfen bana yalan söyleme.

رجاءً لا تكذب علي.

Tom hiç yalan söylemedi.

لم يكذب طوم أبدا

O yalan söylememi istedi.

أرادَ منّي الكذب.

Fadıl bana yalan söyledi.

لقد كذب علي فاضل.

Yalan söylemekte pek iyi değiliz

نحن لسنا بارعون جداً في الكذب،

Üçüncü yalan ise meristokrasi inancıydı.

الكذبة الثالثة هي كذبة الجدارة.

Mesela yalan söylemek tamamen yanlıştır.

إنه من الخطأ أن تكذب، على سبيل المثال.

Tarihimizi yalan yanlışlarla, hurafelerle dolduran

نملأ تاريخنا بأخطاء خاطئة وخرافات

yalan nedir bir bakalım şimdi

دعونا نرى ما هو الكذب الآن

yalan söylemekten de asla çekinmiyor

لم يتردد في الكذب

O, beni yalan söylemekle suçladı.

اتهمتني بأني كذبت.

Neden onun için yalan söylüyorsun?

لم تكذب من أجلها؟

O, yalan söylediği için cezalandırıldı.

عوقب على كذبه.

♪ İyiyim dedim, yalan söyledim ♪

♪ قلت أنني بخير، كذبت ♪

Üç fikrim olduğunu söylerken yalan söylemiştim.

لقد أخبرتك أن هناك ثلاث أفكار، لكن ذلك كان كذبة.

Yani yalan söyleyerek aldıkları bir dolar,

وهذا يعني أن تتلقى دولار عندما تكذب

Her daim yalan haberler, yanlı haberler

دائما أخبار كاذبة ، أخبار كاذبة

çünkü yalan haber onu yok ediyor.

التي دمرتها الأخبار الزائفة.

O, bir yalan söylemiş gibi görünüyor.

يظهر أنه أخبر كِذبةً.

Sana inanmıyorum. Her zaman yalan söylüyorsun.

- أنا لا أصدقك, أنت تكذب دائماً.
- أنا لا أصدقُكِ, أنتِ دائماً تكذبين.

Bunun bir yalan olduğu çok açık!

كم هو واضح أنها كذبة!

Yalan yanlış bir aşkın hikâyesi ♪

♪ قصة حب كاذبة تكمن كاذبة ♪

İlk yalan kariyer başarısının tatmin edici olmasıydı.

الكذبة الأولى هي أن النجاح المهني مُرضِيٌ.

Aldıkları parayı yalan söyleyerek yaklaşık %25 eksiltiyorlar.

فإنهم ينقصون المال الذي يتلقونه عن طريق الكذب بنحو 25 في المئة.

Iyi de başına fes takıp yalan söyleyenler

حسنا ، أولئك الذين يرتدون فاس ويكذبون

çağımızın en revaşta olan konusu yalan söylemek

الكذب هو الموضوع الأكثر شعبية في عصرنا

Diyelim ki yalan söylüyorlar ne elde edecekler

لنفترض أنهم يكذبون على ما سيحصلون عليه

Yalan haber sadece gazetecilik için kötü değil.

الأخبار الزائفة لا تؤثر سلباً على الصحافة فحسب.

Bu yalan haber kültürünü durdurmanın tek yolu.

إنه السبيل الوحيد لإنهاء ثقافة الأخبار الزائفة هذه.

İkinci yalan ise eğer bir zafer daha kazanırsam

الكذبة الثانية هي أني قادر على إسعاد نفسي،

"Yalan mı söylüyorlar yoksa?" diye bir video çekmiştik

"هل هم يكذبون أم أنهم؟" قمنا بعمل فيديو

Mario bana yalan söylediğinden beri artık onunla konuşmuyorum.

منذ أن كذب عليّ ماريو، لم أعد أكلمه.

StopFake Ukrayna hakkında 1.000'den fazla yalan haber ayrıştırabildi.

لقد أزاح موقعنا الستار عن أكثر من 1000 خبر مزيف عن أوكرانيا.

Bir şeyin doğru veya yalan olduğunu hissettirmiyor bile insana

لا يجعلك تشعر أن هناك شيء ما صحيح أو كذبة

Bazıları vardır ki yalan parayla olsa kredi çeker yine söyler

هناك البعض أنهم سيأخذون القروض إذا كذبوا بالمال

- İyi niyetle söylenen yalan mübahtır.
- Hedefe giden her yol mübahtır.

- الغاية تبرر الوسيلة.
- الغايةُ تبرّرُ الوسيلة.

Insanlar diyor abi o yalan ya sıkıyor gibi söylemlerle karşı karşıya kalabiliyor

يقول الناس أنهم يستطيعون مواجهة الخطابات مثل الكذب أو الملل

Bu kadar yalan ile içli dişlı olan insan ise toplumda fark ediliyor zaten

الناس الذين لديهم مثل هذه الأكاذيب يلاحظون في المجتمع على أي حال

Hani bu 5 dakikaya geliyorum ile başlayıp daha sonrasında dikkat çekmek için söylenen yalan ile devam eden durum

تبدأ هذه الدقائق الخمس ، ثم تستمر بالكذب لتلفت الانتباه