Translation of "Planladığını" in English

Evlenmeyi planladığını bilmiyordum.

- I didn't know you were planning to get married.
- I didn't know that you were planning to get married.

Ne planladığını biliyorum.

I know what you're planning.

- Ne yapmayı planladığını bilmem gerekiyor.
- Ne yapmayı planladığını bilmeliyim.

I need to know what you plan to do.

Ne yapmayı planladığını biliyorum.

I know what you're scheming to do.

Bizimle gitmeyi planladığını söyledin.

You said that you were planning on going with us.

Boston'a taşınmayı planladığını duydum.

I heard you were planning to move to Boston.

Boston'a gitmeyi planladığını düşünüyordum.

- I thought that you were planning on going to Boston.
- I thought you were planning on going to Boston.

Tom'un ne planladığını biliyorum.

I know what Tom is planning.

Bir gezi planladığını anlıyorum.

I understand you're planning a trip.

Tom gitmeyi planladığını söylemedi.

Tom didn't say when he was planning to leave.

Tom gitmeyi planladığını söylüyor.

- Tom says he's planning to go.
- Tom says he's planning on going.
- Tom says he plans to go.

Tom gitmeyi planladığını söyledi.

- Tom said he planned to go.
- Tom said he planned on going.
- Tom said that he planned to go.
- Tom said that he planned on going.

Tom kazanmayı planladığını söylüyor.

- Tom says that he plans to win.
- Tom says he plans to win.

Bana ne planladığını söyle.

Tell me what you have planned.

Bana bizimle gitmeyi planladığını söyledin.

You told me that you were planning on going with us.

Bugün erken ayrılmayı planladığını söyledin.

You said that you were planning on leaving early today.

Bana Tom'un ne planladığını söyle.

Tell me what Tom has planned.

Neden işini bırakmayı planladığını biliyorum.

I know why you're planning to quit your job.

Tom'un ne yapmayı planladığını bilmiyorum.

- I don't know what Tom is planning to do.
- I don't know what Tom is planning on doing.

Tom'un orada olmayı planladığını biliyorum.

- I know Tom is planning to be there.
- I know Tom is planning on being there.
- I know that Tom is planning to be there.

Tom'un ne planladığını merak ediyorum.

I wonder what Tom is planning.

Tom'un bizimle gelmeyi planladığını duydum.

I heard that Tom is planning to come with us.

Tom'un Boston'a taşınmayı planladığını duydum.

- I heard that Tom plans to move to Boston.
- I heard Tom plans to move to Boston.

Nerede yaşamayı planladığını bilmek istiyorum.

I want to know where you plan to live.

Bana ne yapmayı planladığını söyle.

Tell me what you're planning on doing.

Tom Mary'nin ne planladığını bilmiyordu.

Tom didn't know what Mary was planning.

Tom ne yapmayı planladığını söylemedi.

Tom didn't say what he was planning to do.

Tom kimle buluşmayı planladığını söylemedi.

Tom didn't say who he was planning to meet.

Tom'un Boston'a gitmeyi planladığını bilmiyordum.

I didn't know Tom was planning to go to Boston.

Onların ne planladığını merak ediyorum.

I wonder what they're planning.

Tom kimle gitmeyi planladığını söylemedi.

Tom didn't say who he was planning to go with.

Tom nereye gitmeyi planladığını söylemedi.

Tom didn't say where he was planning to go.

Tom, Mary'nin ayrılmayı planladığını bilmiyordu.

- Tom didn't know that Mary was planning to leave.
- Tom didn't know Mary was planning to leave.

Tom'un onu yapmayı planladığını bilmiyordum.

- I didn't know that Tom was planning to do that.
- I didn't know that Tom was planning on doing that.
- I didn't know Tom was planning on doing that.
- I didn't know Tom was planning to do that.

Tom'a ne yapmayı planladığını söyle.

Tell Tom what you were planning to do.

Tom'un ne yapmayı planladığını düşünüyorsun?

What do you think Tom plans to do?

Tom'a bunu yapmayı planladığını söylemelisin.

- You ought to tell Tom that you're planning to do that.
- You ought to tell Tom that you're planning on doing that.

Tom bunu yapmayı planladığını söyledi.

- Tom said he isn't planning on doing that.
- Tom said he isn't planning to do that.
- Tom said he didn't plan to do that.
- Tom said he didn't plan on doing that.
- Tom said he's not planning on doing that.
- Tom said he's not planning to do that.
- Tom said that he didn't plan to do that.
- Tom said that he didn't plan on doing that.
- Tom said that he's not planning on doing that.
- Tom said that he's not planning to do that.
- Tom said that he isn't planning on doing that.
- Tom said that he isn't planning to do that.

Tom'un bunu yapmayı planladığını düşündüm.

- I thought that Tom was planning to do that.
- I thought that Tom was planning on doing that.
- I thought Tom was planning on doing that.
- I thought Tom was planning to do that.

Tom bunu yapmayı planladığını söylüyor.

- Tom says he's planning to do that.
- Tom says he's planning on doing that.

Tom orada olmayı planladığını söylüyor.

- Tom says he doesn't plan to be there.
- Tom says he doesn't plan on being there.

Tom ne yapmayı planladığını bilmiyor.

Tom doesn't know what you're planning to do.

Tom'a Mary'nin kalmayı planladığını söylemelisin.

- You should tell Tom that Mary is planning to stay.
- You should tell Tom that Mary is planning on staying.

Tom Mary'ye gitmeyi planladığını söyledi.

- Tom told Mary that he was planning to go.
- Tom told Mary that he was planning on going.

Tom, Mary'ye gitmeyi planladığını söyledi.

- Tom told Mary he was planning to go.
- Tom told Mary he was planning on going.

Tom'un ne yapmayı planladığını biliyorum.

I know what Tom intends to do.

Tom'un Boston'a taşınmayı planladığını bilmiyordum.

- I didn't know Tom was planning to move to Boston.
- I didn't know that Tom was planning to move to Boston.

Tom'un bunu yapmayı planladığını düşünmüyorum.

- I don't think that Tom is planning on doing that.
- I don't think Tom is planning to do that.
- I don't think Tom is planning on doing that.

Tom'un bunu yapmayı planladığını sanmıyorum.

- I don't think that Tom is planning on doing that.
- I don't think Tom is planning to do that.
- I don't think Tom is planning on doing that.
- I don't think that Tom is planning to do that.

Tom, bunu yapmayı planladığını söylüyor.

- Tom says he plans to do that.
- Tom says he plans on doing that.
- Tom says that he plans on doing that.

Tom'un bunu yapmayı planladığını biliyordum.

- I knew Tom was planning to do that.
- I knew Tom was planning on doing that.
- I knew that Tom was planning on doing that.

- Bunu yapmayı neden planladığını Tom'a anlat.
- Neden bunu yapmayı planladığını Tom'a söyle.

- Tell Tom why you plan to do that.
- Tell Tom why you plan on doing that.

Şimdi ne yapmayı planladığını bilmek isterim.

- I would like to know what you intend to do now.
- I'd like to know what you intend to do now.

Bana Boston'a kiminle gitmeyi planladığını söyle.

Tell me who you plan to go to Boston with.

Tom oraya erken varmayı planladığını söyledi.

- Tom said that he was planning on getting there early.
- Tom said that he was planning to get there early.

Tom'un başka ne yapmayı planladığını düşünüyorsun?

What else do you think Tom is planning to do?

Daha önce burada olmayı planladığını sanmıştım.

- I thought you were planning to be here earlier.
- I thought that you were planning to be here earlier.

Bugün bana erken ayrılmayı planladığını söyledin.

You told me that you were planning on leaving early today.

Yeni bir tane almayı planladığını söyledin.

You said that you were planning on buying a new one.

Tom Mary'nin Boston'a gitmeyi planladığını biliyor.

- Tom knows that Mary is planning to go to Boston.
- Tom knows Mary is planning to go to Boston.

Şimdi ne yapmayı planladığını bilmek isterdim.

I would like to know what you intend to do now.

Tom Mary'ye ne yapmayı planladığını sordu?

Tom asked Mary what she planned to do.

Tom ne yapmayı planladığını kimseye söylemedi.

Tom didn't tell anyone what he was planning to do.

Tom bana işini bırakmayı planladığını söyledi.

- Tom told me that he was planning to quit his job.
- Tom told me he was planning to quit his job.

Ne zaman gitmeyi planladığını bilmek istiyorum.

- I want to know when you're planning to leave.
- I want to know when you're planning on leaving.

Tom bana Boston'a taşınmayı planladığını söyledi.

- Tom told me he was planning to move to Boston.
- Tom told me that he was planning to move to Boston.

Tom Boston'a gitmeyi planladığını söylediğinde şaşırdım.

I was surprised when Tom said he was planning to go to Boston.

Tom bana Boston'a gitmeyi planladığını söyledi.

- Tom told me he was planning to go to Boston.
- Tom told me that he was planning to go to Boston.

Tom ne yapmayı planladığını hiç söylemedi.

Tom never said what he was planning to do.

Tom Mary'nin ne yapmayı planladığını biliyordu.

Tom knew what Mary was planning to do.

Tom'un ne zaman gelmeyi planladığını öğrenmeliyim.

I've got to find out when Tom plans to arrive.

Tom'un ne zaman gitmeyi planladığını öğrenmeliyim.

I have to find out when Tom plans to leave.

Yarın akşam nerede olmayı planladığını biliyorum.

I know where you plan to be tomorrow evening.

Tom'un ne yapmayı planladığını merak ediyorum.

- I wonder what Tom plans to do.
- I wonder what Tom plans on doing.

Tom'un Boston'a taşınmayı planladığını biliyor muydun?

- Did you know that Tom is planning on moving to Boston?
- Did you know Tom is planning on moving to Boston?

Tom Mary'ye nereye gitmeyi planladığını sordu.

Tom asked Mary where she was planning to go.

Tom'a saat kaçta gitmeyi planladığını sordum.

I asked Tom what time he was planning on leaving.

Tom Boston'a otostop yapmayı planladığını söyledi.

- Tom said he was planning to hitchhike to Boston.
- Tom said that he was planning to hitchhike to Boston.

Tom'un işini bırakmayı planladığını herkes biliyordu.

Everyone knew Tom was planning to quit his job.

Ne yapmayı planladığını kesinlikle bilmek zorundayım.

I absolutely must know what you're planning to do.

Tom, John'un kaçmayı planladığını müdüre bildirdi.

Tom informed the warden that John was planning to escape.

Bana onu nasıl yapmayı planladığını söyle.

- Tell me how you plan to do that.
- Tell me how you plan on doing that.

Tom'un bize ne söylemeyi planladığını düşünüyorsun?

- What do you think Tom is trying to tell us?
- What do you think that Tom is trying to tell us?

Tom bana evlenmeyi planladığını söylediğinde şaşırdım.

- I was surprised when Tom told me he was planning to get married.
- I was surprised when Tom told me that he was planning to get married.

Tom bana evlenmeyi planladığını söylediğinde güldüm.

- I laughed when Tom told me he was planning to get married.
- I laughed when Tom told me that he was planning to get married.

Burada olmayı planladığını neden bana söylemedin?

Why didn't you tell me you were planning to be here?

Boston'a gitmeyi planladığını neden bana söylemedin?

- Why didn't you tell me you were planning to go to Boston?
- Why didn't you tell me that you were planning to go to Boston?

Ne yapmayı planladığını bana söylemeni istiyorum.

I want you to tell me what you plan to do.

Dışişleri Bakanı istifa etmeyi planladığını söyledi.

The Secretary of State said he planned to resign.

Onun bunu nasıl planladığını bilmek istiyorum.

I want to know how he planned this.