Translation of "Anlıyorum" in Hungarian

0.008 sec.

Examples of using "Anlıyorum" in a sentence and their hungarian translations:

Anlıyorum.

Értem.

Anlıyorum!

Értem!

- Ben imayı anlıyorum.
- Kinayeyi anlıyorum.

Értem a célzást.

Bunu anlıyorum.

És akkor megértettem.

Öfkeni anlıyorum.

Megértem a haragodat.

Şimdi anlıyorum.

Most már értem.

Dediklerinizi anlıyorum.

- Értem, amit ön mond.
- Értem, mit mondasz.

Sanırım anlıyorum.

- Azt hiszem, értem.
- Asszem, értem.

Seni anlıyorum.

Megértelek.

Tamamen anlıyorum.

Teljesen megértem.

Sorununu anlıyorum.

Értem a problémádat.

Onu anlıyorum.

- Értem.
- Megértem.

- Anlıyorum.
- Görüyorum.

Értem.

Sorunları anlıyorum.

Értem, mi a gond.

Ah anlıyorum.

Ó, értem!

Elbette anlıyorum.

Természetesen, értem.

Söylediğini anlıyorum.

Értem, mit mondasz.

Sonunda anlıyorum.

Végre megértettem.

Dilini anlıyorum.

Beszélem a nyelved.

Fransızca anlıyorum.

Megértem a franciát.

- Evet, anlıyorum. Teşekkür ederim.
- Evet, anlıyorum. Teşekkürler.

Igen, értem. Köszönöm.

Sizleri gerçekten anlıyorum.

és ezt teljesen megértem.

Onlara ''Anlıyorum'' diyorum,

"Értem – szoktam válaszolni.

Ben riskleri anlıyorum.

- Tudatában vagyok a kockázatoknak.
- Értem a kockázatokat.

Ben endişeni anlıyorum.

Megértem aggodalmadat.

Aah. Şimdi anlıyorum.

Aha! Most már értem.

Evet, anlıyorum. Teşekkürler.

Igen, értem. Köszönöm.

Haklı olduğumu anlıyorum.

Látom, hogy igazam volt.

Hatalı olduğumu anlıyorum.

Látom, hogy nem volt igazam.

Ne yaptığını anlıyorum.

Látom, mit csinálsz.

İkinizin tanıştığını anlıyorum.

Látom, hogy ti ketten már találkoztatok.

Sanırım onu anlıyorum.

Szerintem értem.

Tabii ki anlıyorum.

Természetesen, értem.

Ben sonuçları anlıyorum.

Felfogom a következményeket.

Ne dediğini anlıyorum.

Értem, amit mondasz.

Ne söylediğini anlıyorum.

- Értem, amit mondasz.
- Értem, mit mondasz.

Ben onu anlıyorum.

Megértem.

- Sanırım anladım.
- Sanırım anlıyorum.

Asszem, vágom.

Ben nasıl hissettiğini anlıyorum.

Értem, hogy mit érzel.

- İlginize minnettarım.
- Endişenizi anlıyorum.

- Elismerem a gondját.
- Méltányolom az aggodalmát.
- Elismerem a gondodat.
- Méltányolom az aggodalmadat.
- Nagyra értékelem az aggodalmát.

Ama ne dediğini anlıyorum.

De én értem, hogy ő mit mond.

Senin hayal kırıklığını anlıyorum.

Megértem a frusztrációd.

Sorunun ne olduğunu anlıyorum.

Értem a problémát.

Onu nasıl yaptığını anlıyorum.

Láttam, hogy csináltad.

Ben biraz Almanca anlıyorum.

Értek egy kicsit németül.

Her şeyi şimdi anlıyorum.

Most már értek mindent.

Ne söylemeye çalıştığını anlıyorum.

Értem, hogy mit próbálsz elmondani.

Ne demek istediğinizi anlıyorum.

Értem, mire gondolsz.

Ne demek istediğini anlıyorum.

- Értem, hogy hogy érted.
- Értem, mire gondolsz.

ışığı toplayan holografiyi de anlıyorum.

Még a holográfiát is megkapom, ami megszünteti a szóródást.

Ben mükemmel bir şekilde anlıyorum.

Tökéletesen értem.

Senin konumunu mükemmel şekilde anlıyorum.

Tökéletesen megértem a helyzetedet.

Tom'a söylemeye gerek olmadığını anlıyorum.

Szerintem nem kell Tominak elmondani.

Güzelliğin doğrusal olduğu fikriyle desteklenmesinden anlıyorum.

a szépség egysíkú felfogása tartja fenn.

Tom'un bu gece Boston'dan ayrılacağını anlıyorum.

Úgy tudom, hogy Tom ma este elhagyja Bostont.

Fransızcayı onu konuşabildiğimden daha iyi anlıyorum.

Jobban értem a franciát, mint ahogy beszélem.

Bazı kitapları okudukça daha az anlıyorum.

Vannak olyan könyvek, amelyeket minél többet olvasok, annál kevésbé értek.

- Sanırım anladım.
- Sanırım anlıyorum.
- Anladığımı düşünüyorum.

Azt hiszem, értem.

Çok hızlı konuşmadığın zaman seni anlıyorum.

Megértelek, ha csak nem beszélsz nagyon gyorsan.

Mike "ben nasıl hissettiğinizi anlıyorum, Hiroshi" diyor.

- Tudom, hogy érzel, Hirosi - mondta Mike.

Bu konuşmaya devam etmenin amacı olmadığını anlıyorum.

Nem látom értelmét erről tovább beszélni.

Anlıyorum ama Kadazan dilinde nasıl yanıt verilir bilmiyorum.

Értem, de nem tudom, hogyan válaszoljak kadazán nyelven.

Bir kadının kendinden şüphe etme eğilimini çok iyi anlıyorum.

Most már értem, miért hajlamosak kételkedni magukban a nők.

- Ne çektiğini çok iyi anlıyorum.
- Senin için çok üzülüyorum.

- Mélyen érzek irántad.
- Mélyen érzek Ön iránt.

"Bunun ne kadar berbat olduğunu anlıyorum." diyen bir tonla iletti.

és olyan hangsúllyal, ami azt sugallta: "Megértem, mennyire elfuserált a helyzet."

Gözlerine daha derin baktığımda, hayatın çok güzel olduğunu daha iyi anlıyorum.

Minél jobban a szemedbe nézek, annál jobban felismerem, hogy valójában milyen szép az élet.