Translation of "Suya" in English

- Suya daldım.
- Ben suya daldım.

I dove into the water.

Suya atlayalım.

Let's jump into the water.

Suya düştüm.

I fell into the water.

O suya girmek...

You go into that water...

O suya atladı.

He jumped into the water.

Çocuk suya atladı.

The boy jumped into the water.

Derin suya giriyorsun.

You're getting into deep water.

Onu suya at!

Throw him in the water!

Planımız suya düştü.

- Our whole plan got spoiled.
- Our plan flopped.

Suya ihtiyacımız olacak.

We're going to need water.

Tom suya daldı.

Tom plunged into the water.

Elbiseleriyle suya atladı.

He jumped into the water clothes and all.

Projemiz suya düştü.

Our project fell into the water.

Tom suya atladı.

Tom jumped into the water.

Neden suya girmiyorsun?

Why don't you get into the water?

Onlar suya atladı.

They jumped into the water.

Yüzücüler suya giriyor.

The swimmers are entering the water.

Bu, suya benzemiyor.

It doesn't look like water.

Ayaklarını suya sarkıttı.

She dangled her feet in the water.

Suya ihtiyacımız var.

We need water.

Suya ihtiyacım var.

I need water.

Tom suya düştü.

Tom fell into the water.

Denizaltı suya daldı.

Submarine submerged.

Tom suya baktı.

Tom looked down into the water.

Ben suya düşmüştüm.

I had fallen into the water.

- Makarnayı kaynayan suya atın.
- Makarnayı kaynayan suya katın.

Add the pasta to the boiling water.

Yarayı sıcak suya tutmak.

Putting the wound in warm water

Benden önce suya gitti.

He went into the water before me.

Balıkçı oltasını suya fırlattı.

The fisherman cast his line into the water.

Mayuko soğuk suya daldı.

Mayuko dived into the cold water.

Kuş kafasını suya daldırdı.

The bird dipped its head into the water.

Tom, Mary'yi suya itti.

Tom pushed Mary into the water.

Biraz suya ihtiyacım var.

I need some water.

Ben Mary'yi suya ittim.

I pushed Mary into the water.

Ben Tom'u suya ittim.

I pushed Tom into the water.

Başını suya daldırıp çıkar.

- Duck your head!
- Duck your head.

Yumurtayı kaynar suya koy.

Put the egg into boiling water.

Suya bir ip atıldı.

A rope was thrown into the water.

Katı suya buz denir.

Solid water is called ice.

Köpekbalığı dolu suya düştü.

He fell into the shark infested waters.

Tom tramplenden suya atladı.

Tom dove off the diving board.

Tom kendini suya indirdi.

Tom lowered himself into the water.

Çocuk suya girmeye korktu.

The child was scared to get into the water.

Adam, atları suya götürür.

The man takes the horses to the water.

Tom suya düşüp boğuldu.

Tom fell into the water and drowned.

O suya tepetaklak düştü.

He fell head over heels into the water.

Tom'un suya ihtiyacı vardı.

Tom needed water.

Tom'un suya ihtiyacı var.

Tom needs water.

Tom suya taşlar fırlatıyordu.

Tom was throwing rocks into the water.

Tom bulanık suya baktı.

Tom looked into the murky water.

Isı buzu suya döndürür.

Heat turns ice into water.

Suya düştü ve boğuldu.

He fell into the water and drowned.

Suya acil ihtiyaç vardır.

- There is an urgent need for water.
- Water is urgently needed.
- Water is needed urgently.

Bol suya ihtiyacın var.

You need a lot of water.

Tom soğuk suya atladı.

Tom jumped into the cold water.

Balıkçı oltayı suya fırlattı.

The fisherman cast the fishing line into the water.

Tom dondurucu suya atladı.

Tom jumped into the freezing water.

Soğuk suya atlamak istemedim.

I didn't want to jump into the cold water.

Ben suya girmek istemedim.

I didn't want to get into the water.

Köpeğin suya ihtiyacı var.

The dog needs water.

Tom telefonunu suya düşürdü.

Tom dropped his phone in the water.

Sami yemi suya attı.

Sami threw the bait in the water.

Susadım, suya ihtiyacım var!

I'm thirsty, I need water!

Selden gelen suya gider.

- That which is easily acquired is easily lost.
- Soon gotten soon spent.

Suya ilk atlayan Tom'du.

Tom was first one to jump into the water.

- Mary çekinmeden buzlu suya atladı.
- Mary tereddüt etmeden buzlu suya atladı.
- Mary duraksamadan buz gibi suya atladı.

Mary jumped into the icy water without hesitation.

Ama suya da ihtiyacımız olacak.

But we also need water.

Kanaması var. Kokusu suya yayılıyor.

She's bleeding. That smell's in the water.

Tanker törenin ardından suya indirildi.

The tanker was launched after the ceremony.

Buz eridiğinde tekrar suya dönüşür.

Ice turns back into water when it melts.

Fena halde suya ihtiyaçları vardı.

They were badly in need of water.

Yüzmeyi öğreninceye kadar suya yaklaşma.

Don't go near the water until you learn how to swim.

Tom salı suya doğru itti.

Tom pushed the raft into the water.

Tom Mary'yi suya itmeye çalıştı.

Tom tried to push Mary into the water.

O beni suya itmeye çalıştı.

He tried to push me into the water.

Biraz suya ihtiyacın var mı?

Do you need some water?

Planlarını suya düşürdüğüm için üzgünüm.

I'm sorry to upset your plans.

Sadece biraz suya ihtiyacım vardı.

I just needed some water.

Tom Mary'nin suya dalışını izledi.

Tom watched Mary dive into the water.

Tom buzun içinden suya düştü.

Tom fell through the ice.

O giysilerini çıkarmadan suya atladı.

He jumped into water without removing his clothes.

Fena halde suya ihtiyacımız var.

We are badly in want of water.

Benim tatil planı suya düştü.

My holiday plan has fallen through.

Üzerinde çalıştığım anlaşma suya düştü.

The deal I was working on fell through.

Tom soğuk suya atlamak istemedi.

Tom didn't want to jump into the cold water.

Bir bardak suya ihtiyacım var.

I need a glass of water.

Tom giysilerini çıkarmadan suya atladı.

- Tom jumped into the water without taking off his clothes.
- Tom jumped into the water without taking his clothes off.

Tom'un biraz suya ihtiyacı var.

Tom needs some water.

- Sudan uzak dur.
- Suya girmeyin.

Stay out of the water.

Somonlar yumurtalarını tatlı suya bırakır.

Salmon lay their eggs in fresh water.

Hepimiz aynı zamanda suya atladık.

We all jumped into the water at the same time.

Tom giysileri ile suya atladı.

Tom jumped into the water with his clothes on.

"Neden ıslaksın?" "Ben suya düştüm."

"Why are you wet?" "I fell in the water."

Kaynayan suya biraz tuz koy.

Put some salt into the boiling water.