Translation of "Saatlerce" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Saatlerce" in a sentence and their japanese translations:

- Saatlerce denize baktım.
- Saatlerce denizi seyrettim.

何時間も海を眺めた。

Saatlerce yağmur yağdı.

何時間も何時間も雨が降り続いた。

Biz saatlerce bekledik.

私たちは何時間も待った。

O saatlerce bekledi.

彼女は何時間も待った。

Onu saatlerce beklediler.

- 彼らは何時間もの間彼を待った。
- 彼らは何時間も彼を待った。

Saatlerce çalışmaktan yoruldum.

私は何時間も働いて疲れた。

Gece saatlerce çalışırım.

夜に何時間も勉強します。

Yardım gelmeden saatlerce bekledik.

救助が来るまで私達は何時間も待った。

Öğrenciler planı saatlerce tartıştı.

学生たちは何時間もその計画について話し合った。

Gelmeniz için saatlerce bekliyoruz.

何時間も君が現れるのを待っていたんだぞ。

Saatlerce çalışmaya devam ettiler.

彼らは数時間働きつづけた。

Saatlerce planla ilgili konuştular.

彼らはその計画について長時間話し合った。

Kitap okuyarak saatlerce otururdu.

彼はよく座ったまま何時間も本を読み続けていたものです。

Öyküleri saatlerce bizi eğlendirdi.

彼の話で私たちは何時間も楽しんだ。

O, onu saatlerce bekledi.

彼女は何時間もの間彼を待った。

O, saatlerce müzik dinledi.

彼女は何時間も音楽を聞いた。

Tartışmaya saatlerce devam ettiler.

彼らは何時間も議論しつづけた。

Çocuklar sahilde saatlerce oynardı.

子供たちは海岸で何時間も遊んだものだ。

Tatillerde saatlerce balık tutardım.

私は休日にはよく何時間も釣りをしたものだった。

Avukatlar davayı saatlerce savundu.

- 弁護士達はその事件について何時間も討議した。
- 弁護士はその事件を何時間も弁論した。
- 弁護士たちはその事件を何時間も弁論した。

Milyonlarca yarasanın göçü saatlerce sürer.

‎おびただしい数の大群が ‎何時間も飛び続ける

Ne yazacağımız hakkında saatlerce tartıştık.

何を書くべきか私たちは何時間も論争した。

Onlar saatlerce konuşmaya devam etti.

彼らは何時間も話し続けた。

Saatlerce otururdu ve denize bakardı.

- 彼は何時間も座って海を眺めたものだった。
- 彼はよく何時間も座って海を眺めたものだったよ。
- 彼はよく何時間も座って海を眺めたものだ。

Bir şey yapmadan saatlerce otururdu.

彼は何もしないで何時間も座っていたものでした。

Durmadan sık sık saatlerce çalışırdı.

彼はしばしば何時間も休まずに働いたものだった。

O, saatlerce beklemeye devam etti.

彼は何時間も待ち続けた。

Saatlerce bekledim ama o gelmedi.

私は何時間も待ったが、彼女は現れなかった。

Bir trafik sıkışıklığında saatlerce sıkıştık.

車が混んで何時間も動かなかった。

Bill saatlerce ağlamaya devam etti.

ビルは何時間も泣き続けた。

Onu düşünerek saatlerce uyanık yattı.

彼は彼女のことを考えて何時間も目を覚ましたまま横になっていた。

Çoğunlukla kitap okuyarak saatlerce oturur.

彼は本を読みながらよく何時間もすわっている。

Tek kelime söylemeden saatlerce otururdu.

彼は一言も言わず何時間も座っていた。

Bir trafik sıkışıklığında saatlerce takıldılar.

彼らは交通渋滞で何時間も立ち往生した。

Arkadaşlarımla konuyla ilgili saatlerce tartıştık.

私は何時間も友人らとそのことについて討議した。

Saatlerce çalıştıktan sonra yorgun hissettim.

何時間もの仕事の後で疲れを感じていた。

O saatlerce onun aramasını beklerdi.

彼は彼女から電話がかかってくるのを何時間も待っていることがあった。

Makaklar, bu termal havuzda saatlerce kalır.

‎ニホンザルは ‎何時間も温泉につかる

O çocuk saatlerce ağlamaya devam etti.

その子は、何時間も泣き続けた。

O aile tarihi hakkında saatlerce homurdandı.

彼女は数時間も彼女の家の歴史の話をくどくどしゃべった。

O sık sık saatlerce kayıtları dinleyecek.

彼女はよく何時間もレコードを聞いている。

Çoğunlukla bir şey yapmadan saatlerce otururdu.

彼は何もしないで何時間も座っていることがよくあった。

Onunla saatlerce oturdum ve kıza yardım ettim,

彼女と何時間も座って 彼女を手伝い

O, orada hiçbir şey yapmadan saatlerce oturacak.

彼女は何もしないで何時間もそこに座っていることがよくある。

- Saatlerce kitap okudum.
- Kitapları okurken saatler harcadım.

本を読んで何時間も過ごした。

Bir şey yapmadan sık sık saatlerce burada otururdu.

彼は何もしないでよく何時間もここに座っていたものだった。

Biz bir şey yemeden saatlerce çalışmaya devam ettik.

我々は何も食べずに何時間も働き続けた。

Saatlerce dehşete düşürüldükten sonra,sonunda annesi onu kurtardı.

何時間も怖い思いをさせられた後、彼女のお母さんがやっと彼女を助けてくれました。

O, sık sık oturur ve saatlerce denize bakar.

彼は何時間も座って海を見ていることがよくある。

O sık sık bir şey yapmadan saatlerce otururdu.

彼はよく何もしないで何時間も座っていたものだ。

Mary bazen saatlerce hareketsiz oturur ve denize bakar.

- メアリーは何時間もずっと座って海を眺めている事がある。
- メアリーは何時間もじっと座って海を眺めていることがある。

Hepimiz tükenene kadar saatlerce müzik eşliğinde dans ettik.

私達は疲れ果てるまで何時間も、その音楽に合わせて踊った。

Sık sık tek bir kelime etmeden saatlerce otururdu.

彼は一言も言わないで何時間も座っていたものだった。

Bu kitap o kadar eğlenceli ki saatlerce okuyabilirim.

この本はとても面白いので、何時間でも読み続けられそうだ。