Translation of "Nostaljik" in English

Nostaljik hissediyordum.

I was feeling nostalgic.

Tom nostaljik hissetti.

Tom felt nostalgic.

Bu beni nostaljik yapıyor.

It's making me nostalgic.

Tom nostaljik oyunları sever.

Tom likes retro gaming.

Bu oyun çok nostaljik.

This game is so nostalgic.

Sürekli nostaljik düşüncelerin içinde kayboluyor.

He is always dwelling on the pleasures of the past.

O nostaljik olarak eski punk kayıtlarını dinledi.

He listened to his old punk records nostalgically.

Nostaljik anlarda biz neredeyse sürekli olarak çocukluğu düşünme eğiliminde olabiliriz.

In nostalgic moments we may tend to think of childhood as a time of almost unbroken happiness.

- Tom da ben de nostaljik filmleri severiz.
- Hem Tom hem de ben eski filmleri seviyoruz.

- Tom and I both like old movies.
- Both Tom and I like old movies.