Translation of "Meşru" in English

Bu meşru bir endişedir.

It's a legitimate worry.

Bu meşru bir soruydu.

It was a legitimate question.

Bu meşru bir soru.

That's a legitimate question.

Hangi prens tahtın meşru varisi?

Which prince is the legitimate heir to the throne?

Ben meşru müdafada Tom'u öldürdüm.

I killed Tom in self-defense.

Tom meşru müdafada John'u öldürdü.

Tom killed John in self-defence.

Amaçlar her zaman araçları meşru kılmaz.

The end does not always justify the means.

Dan meşru müdafada Mat'e ateş etti.

Dan shot Matt in self-defence.

Onların meşru bir davası var mı?

Do they have a legitimate case?

Tom Mary'yi meşru müdafada öldürdüğünü iddia etti.

Tom claimed he killed Mary in self-defense.

Tom bunun meşru bir endişe olduğunu söylüyor.

Tom says that's a legitimate concern.

Halk kütüphanelerini meşru bir vatandaşlık hakkı olarak görüyoruz.

We consider public libraries a legitimate citizen's right.

Kullanılan araçların ulaşılan amaçların doğasını belirlemesi gibi basit ve apaçık bir sebep dolayısıyla amaçlar araçları meşru kılamaz.

The end cannot justify the means, for the simple and obvious reason that the means employed determine the nature of the ends produced.

Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.

This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry.