Translation of "öldürdüm" in English

0.005 sec.

Examples of using "öldürdüm" in a sentence and their english translations:

Tanrıyı öldürdüm.

I killed God.

Onları öldürdüm.

I killed them.

Sivrisineği öldürdüm.

I killed the mosquito.

Ben fareleri öldürdüm.

I killed the mice.

Ben birini öldürdüm.

I killed one.

Birini boğarak öldürdüm.

I strangled one.

Bir tanrı öldürdüm.

I killed a god.

Ben onu öldürdüm.

- I have killed her.
- I killed her.

Ben onları öldürdüm.

- I have killed them.
- I killed them.

Babanı ben öldürdüm.

I killed your father.

- Bir çubukla fareyi öldürdüm.
- Bir sopayla fareyi öldürdüm.

I killed the rat with a stick.

Ben onların hepsini öldürdüm.

I killed them all.

Onların ikisini de öldürdüm.

- I killed them both.
- I killed both of them.

Ben kız kardeşimi öldürdüm.

I've killed my sister.

Tanrım! Hamile bir kadını öldürdüm!

Oh my god! I've killed a pregnant woman!

Bir taşla iki kuş öldürdüm.

I killed two birds in one stone.

Bir zamanlar bir ördek öldürdüm.

I killed a duck once.

Ben meşru müdafada Tom'u öldürdüm.

I killed Tom in self-defense.

Ben korktum ve onları öldürdüm.

I got scared and killed them.

Onu bir öfke nöbetinde öldürdüm. Planlanmış değildi.

I killed him in a fit of rage - it wasn't premeditated.

O beni öldüremediği için ben onu öldürdüm.

Because he couldn't kill me, I killed him.

- İlk defa bir fare öldürdüm.
- Bu bir fareyi ilk öldürüşüm.

- This is the first time I've killed a mouse.
- This is the first time that I've killed a mouse.

Neo Kobe pizza ile dolu bir küvette onu boğarak öldürdüm.

I killed her by drowning her in a tub filled with Neo Kobe pizza.

Lemek karılarına şöyle dedi: "Ey Adâ ve Silla, beni dinleyin, ey Lemek'in karıları, sözlerime kulak verin. Beni yaraladığı için bir adam öldürdüm. Beni hırpaladığı için bir genci öldürdüm."

And Lamech said to his wives Ada and Sella: Hear my voice, ye wives of Lamech, hearken to my speech: for I have slain a man to the wounding of myself, and a stripling to my own bruising.

Bir ders vermek için onu öldürdüm. O çok konuşuyor. Bir dahaki sefere sözlerini kendisine saklayacak.

I killed him to teach him a lesson. He talks too much. Next time he will keep his words to himself.