Translation of "Müzakere" in English

- Müzakere başarılı oldu.
- Müzakere başarılıydı.

The negotiation was successful.

Müzakere bitti.

The negotiation is off.

Müzakere yapmayız.

We don't negotiate.

Yarın müzakere edecekler.

They will hold talks tomorrow.

Hiç müzakere yoktu.

There was no negotiation.

Tom müzakere etmedi.

Tom wouldn't negotiate.

Tom müzakere etmeyecek.

Tom won't negotiate.

Neyi müzakere ediyorsunuz?

What are you negotiating?

Bu müzakere edilebilir.

It can be negotiated.

Müzakere becerilerin kötü değil.

Your negotiation skills aren't bad.

Komutan müzakere etmeyi reddetti.

The commander refused to negotiate.

Müzakere masasına ne getirebilirsin?

What can you bring to the negotiating table?

Tom'la müzakere etmeyi denedin mi?

Have you tried negotiating with Tom?

İki taraf günlerce müzakere ettiler.

The two sides negotiated for days.

Aşırı kişiler müzakere etmeyi reddettiler.

The extremists refused to negotiate.

Müzakere edilecek hiçbir şey yok.

There's nothing to negotiate.

Biz asla yeniden müzakere etmedik.

We've never re-negotiated.

Müzakere ciddi bir aşamaya girdi.

The negotiation has entered upon a serious phase.

Tom müzakere etmeye istekli görünüyor.

Tom seems to be willing to negotiate.

Onlarla müzakere yapması için onu atadık.

We delegated him to negotiate with them.

Bu sorun, zaman darlığından dolayı burada müzakere edilemez.

This problem can not be discussed here for lack of time.

- Müzakere ne zaman gerçekleşecek?
- Görüşme ne zaman gerçekleşecek?

When will the debate take place?

Onlar tatmin edici bir uzlaşmaya varmak için müzakere ediyorlar.

They are negotiating to reach a satisfactory compromise.

İran hiç savaş kazanmadı, ama hiç müzakere de kaybetmedi.

Iran never won a war, but never lost a negotiation.

Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki serbest ticaret anlaşması şu anda müzakere aşamasında.

A free-trade agreement between Europe and the United States is currently under negotiation.