Translation of "Lideri" in English

0.025 sec.

Examples of using "Lideri" in a sentence and their english translations:

Lideri suçlamayın.

Don't accuse the leader.

Dünya lideri oldu.

and logistics.

Seferin lideri kimdi?

Who was the leader of the expedition?

Grup lideri kim?

Who is the group leader?

Devriye lideri kim?

Who is the patrol leader?

Tom onların lideri.

Tom is their leader.

Grubun lideri kim?

Who is the leader of the group?

Tom grup lideri.

Tom is the group leader.

Askerler lideri izlerler.

The soldiers follow the leader.

Tom yarışın lideri.

Tom is the leader of the race.

O bir toplum lideri.

He's a community leader.

Ben takım lideri değildim.

I wasn't the team leader.

Tom bir toplum lideri.

Tom is a community leader.

Sen grup lideri misin?

Are you the group leader?

Onların lideri olarak hayranlık duyuluyordu.

He was looked up to as their leader.

Tom takım lideri, değil mi?

Tom is the team leader, isn't he?

İnsanlar iyi bir lideri izleyeceklerdir.

People will follow a good leader.

Grup lideri siz değil misiniz?

Aren't you the group leader?

Japonya dünyanın yüksek teknoloji endüstrisinin lideri.

- Japan is a leader in the world's high-tech industry.
- Japan is the leader of the world's high-tech industry.

Büyük büyükbabam bir çetenin lideri idi.

My great-grandfather was the leader of a gang.

Tom oldukça saygın bir toplum lideri.

Tom is a highly-respected community leader.

Onların lideri olarak ona saygı duyuluyor.

He is looked up to as their leader.

Birkaç parti lideri özel olarak görüştü.

Several party leaders met in private.

- Partinin lideri ünlü bir bilim adamıdır.
- Partinin başkanı ünlü bir bilimcidir.
- Parti lideri ünlü bir bilim insanıdır.
- Partinin lideri tanınmış bir bilim insanıdır.

The leader of the party is a famous scientist.

Ve muhalefet lideri General Luisa Ortega'yı ortadan kaldırdı

general Luisa Ortega, leader of the opposition.

Bu ülkenin lideri şiddetli bir biçimde Amerikan karşıtıdır.

The leader of this country is fiercely anti-American.

Birisi iyi bir bankacı olurken diğeri mafya lideri olmuştu

one was a good banker, and the other became a mafia leader

. Ney'in kendisini parlak bir taktik lideri yapan saldırgan içgüdüsünün

There had already been signs that Ney’s aggressive instinct, which made him a brilliant

Amazon'un web hizmetlerinde de dünya lideri olduğunu biliyor muydunuz?

Did you know that it is also the world leader in web services?

Tüm bunlar yetmediyse, Uruguayın bir yazılım lideri olduğunu da bilmelisiniz.

And if that isn’t enough, Uruguay is also a software leader.

Çete lideri Tom tüm rakip çetelere topyekün savaş ilan etti.

Tom, the gang leader, announced an all-out war with all the rival gangs.

Kuzey Kore'nin münzevi lideri enerji görüşmeleri için Rusya'yı ziyaret ediyor.

North Korea’s reclusive leader visits Russia for talks on energy.

Bizim grubun lideri diğer liderlerle birlikte oturdu ve problem üzerine konuştu.

The leader of our party met with the other leaders and talked about the problem.

El Kaide lideri Osama bin Ladin, Abd güçleri tarafından Pakistan'da öldürüldü.

- Al-Qaeda leader Osama Bin Laden has been killed by US forces in Pakistan.
- Osama bin Laden, leader of Al-Qaeda, was killed in Pakistan by American troops.

El Kaide lideri Usame bin Ladin, Amerikan birlikleri tarafından Pakistan'da öldürüldü.

Osama bin Laden, leader of Al-Qaeda, was killed in Pakistan by American troops.

Artık, merkez sağın yepyeni lideri şu an ekranda göreceğiniz adam. Evet. İsminin

Now, the brand new leader of the center right wing is this man you see on the screen…

Ve bu sadece lafın gelişi değil. Diyelim ki elektronik ticaretin tartışılmaz lideri Amazon'u

And it is not just a figure of speech: let’s imagine that you wanted to buy Amazon, which

Bay Tom Jones bu yeni iş için proje lideri olarak görev yapmayı kabul etti.

Mr Tom Jones has agreed to serve as the project leader for this new work item.

O sadece küçük bir holigan ama sadece onun biraz daha inisiyatifi olsa, o büyük bir suç lideri olabilir.

- He's just a small-time thug, but if he had just a little more moxie, he could be a big-time boss.
- He's just a petty hooligan, but if he had just a little more initiative, he could be a major criminal leader.