Translation of "Devriye" in English

Ben devriye başkanıyım.

- I'm the patrol leader.
- I am the patrol leader.

Devriye lideri kim?

Who is the patrol leader?

Ben devriye lideriyim.

- I'm the patrol leader.
- I am the patrol leader.

Devriye arabası kayarak durdu.

The patrol car skidded to a stop.

Polisler caddede devriye geziyorlardı.

The police were patrolling the street.

Her gece, bölgelerinde devriye geziyorlar.

Every night, they patrol their home.

Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.

The patrol cars cover the whole of the area.

Kaç tane devriye arabası görüyorsun?

How many patrol cars do you see?

Dan banliyö alanını devriye için atandı.

Dan was assigned to patrol a suburban area.

Askerler askeri bir araçta devriye giderler.

Soldiers go on patrol in a military vehicle.

Motosikletli bir devriye tarafından kenara çekildim.

I was pulled over by a motorcycle cop.

Polis Tom'a devriye arabasının arkasında oturmasını söyledi.

The police told Tom to sit in the back of the patrol car.

Son hızda giden bir devriye arabası gördük.

We saw a patrol car running at full speed.

O bölgede devriye gezmek için on polis ayrıldı.

Ten policemen were assigned to patrol that area.

Ferrari'lerle ya da Lamborghini'lerle devriye atarken görmek olağan dışı değil...

Dubais police patrol the streets in Ferraris or Lamborghinis...