Translation of "Iletişim" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Iletişim" in a sentence and their spanish translations:

İletişim kurduğumuz sürece

Durante el tiempo que nos hemos estado comunicando,

Oğlumla iletişim kurun.

Contacte a mi hijo.

Birbirimizle savunmasızlıkla iletişim kurmak

Comunicarse unos con otros con vulnerabilidad,

Sayfanın "İletişim" sayfasını inceleyin.

Busquen la página "Contáctenos".

Iletişim fırsatlarını sınırlamak için,

para disminuir la posibilidad de transmisión,

İletişim olmadan ilerleme olamaz.

No puede haber progreso sin comunicación.

Dil bir iletişim aracıdır.

La lengua es una herramienta de comunicación.

Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.

Están intentando contactarla.

Bunlar benim iletişim bilgilerim.

Estos son mis detalles de contacto.

Toplumdaki hayat, iletişim gerektirir.

La vida en sociedad requiere comunicación.

Derinlerde bu şekilde iletişim kurarlar.

Así se comunica en lo profundo.

Biz dil vasıtasıyla iletişim kurarız.

Nos comunicamos por medio del lenguaje.

Kelimeleri iletişim kurmak için kullanırız.

Usamos palabras para comunicarnos.

Onunla iletişim kurmayı imkansız buldum.

Me resultó imposible ponerme en contacto con él.

Posta yoluyla birbirleriyle iletişim kurarlar.

Ellos se comunican mutuamente por correo.

Tom ölülerle iletişim kurabileceğini söylüyor.

Tom dice que él puede comunicarse con los muertos.

İletişim kurmak için sözcükler kullanırız.

Usamos palabras para comunicarnos.

Ve iletişim metotları olmayan ebeveynlerin çocukları.

que no tienen ni idea sobre la sordera ni métodos para comunicarse.

ES: Bu yepyeni bir iletişim şekliydi.

ES: Esta es una nueva manera de interactuar.

Bu sadece birebir iletişim için değil

No solo era bueno para estas comunicaciones uno-a-uno,

Mürettebat Ay'ın arkasındayken iletişim kurmak imkansızdı.

Era imposible comunicarse con la tripulación mientras estaban detrás de la Luna.

Uçuş sonunda iletişim bilgilerimizi birbirimize verdik.

Al final del vuelo, intercambiamos información de contacto.

Roket yörüngeye bir iletişim uydusu koydu.

El cohete puso un satélite de comunicaciones en órbita.

O her türlü insanlarla iletişim halinde.

Él se codea con todo tipo de gente.

Pilotlar havaalanıyla telsiz yoluyla iletişim kurarlar.

Los pilotos se comunican con el aeropuerto por radio.

Dil en önemli iletişim yollarından biridir.

El idioma es una de las formas de comunicación más importantes.

Biz bir tercüman aracılığıyla iletişim kurarız.

Nos comunicamos por medio de un intérprete.

Onlar birbirleriyle çoğunlukla postayla iletişim kurarlar.

Se comunican entre sí a menudo por correo.

Onlar el işaretleri kullanarak iletişim kurabilirler.

Pueden comunicarse haciendo señas con las manos.

Sanırım telefonla onunla iletişim kurmamın zamanıdır.

Creo que es hora de que lo contacte por teléfono.

İnsanlarla iletişim kurmakta zorlandığınızı düşünüyor musunuz?

¿Se siente como que no puede conectar con otras personas?

Dolayısıyla, bence iletişim becerileri, sade bir dil,

Así que yo creo que fue esa condición entre comunicación, lenguaje sencillo

Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.

Las llamadas de animales ocultos que se comunican en la oscuridad.

O da elektriği kullanarak iletişim kurma kabiliyeti.

que es la habilidad de comunicarse usando electricidad.

Karıncaların bir diğer özelliği ise iletişim kurmaları

Otra característica de las hormigas es su comunicación.

O uçakla olan tüm iletişim aniden kesildi.

De repente se cortó toda comunicación con el avión.

Bebekler, anne ve babalarıyla nasıl iletişim kurarlar?

¿Cómo se comunican los bebés con sus padres?

İnterlingua, uluslararası iletişim için modern bir araçtır.

Interlingua es una herramienta moderna para la comunicación internacional.

Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil.

- Lo sentimos, la persona con quien quieres contactar no está disponible en este momento.
- Lo sentimos, la persona con la que quieres contactar no está disponible en este momento.

Tom, telefon vasıtasıyla Mary ile iletişim kuramadı.

Tom no fue capaz de contactarse con Mary por teléfono.

Biri dil ile iletişim kurmadan dili öğrenemez.

Uno no puede aprender un idioma sin estar en contacto con la lengua.

...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.

la matriarca se comunica con la manada por toda la ciudad.

Baba, asi oğlu ile iletişim kurmakta sorun yaşamıştı.

El padre tenía problemas de comunicación con su hijo descarriado.

Modern iletişim ve ulaşım sistemleri sayesinde dünya küçülüyor.

Debido a los modernos sistemas de comunicación y transporte, el mundo se está volviendo pequeño.

İnsanların nasıl yaşadığı ve birbirleri ile nasıl iletişim kurduklarıyla

Hablábamos de cómo vivía la gente y de cómo se relacionaba,

11 dilde iletişim kuran, milyonların izlediği bir sitemiz var.

Tenemos versiones en 11 idiomas y tenemos millones de visitas.

Arkadaşlarınla iletişim kurar kurmaz onlara bir çığ geldiğini söyle.

Apenas te contactes con tus amigos, diles que viene una avalancha.

Gazeteler,televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılır.

A los periódicos, la televisión y la radio se les llama medios de comunicación masiva.

Ve zamanının %80'ini bir tür iletişim içinde geçirir.

y pasa el 80 % de su tiempo comunicándose de alguna manera.

Dr. Patterson, işaret dili kullanarak bir goril ile iletişim kurdu.

El Dr. Patterson se comunicó con un gorila usando la lengua de signos.

Sağır ve dilsiz insanlar iletişim kurmak için işaret dilini kullanabilirler.

La gente sordomuda puede comunicarse mediante la lengua de signos.

- Diğer gemiyle iletişim kurmayı denedik.
- Diğer gemiyle irtibat kurmaya çalıştık.

Tratamos de contactar al otro barco.

Bazı normlarla ilgili temel bir anlayış olmadan, iletişim mümkün değildir.

Sin una comprensión básica de ciertas normas, la comunicación es imposible.

Esperanto ile diğer ülkelerden gelen insanlarla eşit olarak iletişim kurabilirsiniz.

Con el esperanto te puedes comunicar en igualdad con gente de otros países.

O da bütün bu olayın iletişim için ne kadar önemli olduğudur.

es lo increíble que es esto para la comunicación.

Test, sürekli iletişim sorunları nedeniyle durdurulmuştu ve Komutan Pilot Gus Grissom

La prueba se había detenido por constantes problemas de comunicación y el piloto de mando Gus Grissom se estaba

Fakat medeniyetler daha karmaşık hale gelirken, daha iyi iletişim metotları gerekliydi.

Pero a la medida en que las civilizaciones se volvían más complejas, se requerían mejores métodos de comunicación.

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.

A fin de ganarse al público, el ponente recurrió al uso de técnicas retóricas que había aprendido en sus cursos de comunicación.

O, onun mümkün olan en kısa sürede onunla iletişim kurmasını istiyor.

Ella quisiera que él se pusiera en contacto con ella tan pronto como sea posible.

İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.

No necesitas sonar como un nativo para comunicarte.

Biz başkaları ile iletişim kurmak için sözlerin yanı sıra jestler de kullanırız.

Usamos tanto gestos, como palabras, para comunicarnos con los demás.

Bir yabancı dili öğrenmenin bir yolu o dilin konuşuru ile iletişim içinde olmaktır.

Una de las maneras de aprender una lengua extranjera es interactuar con hablantes nativos de ese idioma.

Fakat yağmur ormanının gece gürültüsünde iletişim kurmak zor. Kolugo'nun buna çözümü daha çok yeni keşfedildi.

Es difícil estar en contacto por sobre el clamor de la noche en la selva. La solución del colugo se descubrió hace poco.

Etti ve kocanın numarasının kendisiyle iletişim kurmasını istedi ve yeni bir sözleşme imzalamak için benzer

cónyuges y pidió el número del marido para comunicarse con él y se presentó como una iniciativa de reconciliación para concluir

Geçen yıl tek başıma o kadar uzun bir zaman geçirdim ki diğerleriyle etkili şekilde nasıl iletişim kuracağımı neredeyse unuttum.

El año pasado pasé tanto tiempo solo que casi se me olvidó cómo comunicarme de una manera eficaz con los otros.