Translation of "Sınırları" in English

0.007 sec.

Examples of using "Sınırları" in a sentence and their english translations:

Sınırları kurmak şarttır.

Setting limits is imperative.

Müzik sınırları tanımaz.

Music doesn't know borders.

Uluslararası sınırları aşmadıklarında bile.

even when they don't cross international borders.

Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.

The limits of my language are the limits of my world.

Tom sınırları zorlamayı sever.

Tom likes to push the limits.

İnsan bilgisinin sınırları nedir?

What are the limits of human knowledge?

Asıl çekiciliği sınırları yıkıyor olması.

The beauty is that it breaks boundaries.

Bu pandemi, ulusal sınırları aştı.

This pandemic transcends national borders.

Her şeyin kendi sınırları var.

Everything has its limits.

Kanada'nın Alaska ile sınırları vardır.

Canada borders Alaska.

İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.

Exporting is a commercial activity which transcends borders.

Cezayir'in yedi tane ülkeyle sınırları vardır.

Algeria has borders with seven countries.

Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.

Tom doesn't actually live within Boston city limits.

Meksika, Amerika Birleşik Devletleriyle sınırları olan bir millettir.

Mexico is a nation that borders the United States.

Benim dil sınırlarım benim dünyamın sınırları anlamına gelir.

The limits of my language mean the limits of my world.

Pilot bulutların üstünde sınırları olmayan bir özgürlük hissetti.

Above the clouds, the pilot felt a freedom without boundaries.

Cezayir'in bir parçası olan Kabiliye'nin resmî sınırları yoktur.

Kabylie, which is part of Algeria, has no official borders.

İkinci ırmağın adı Gihon'dur. Kûş sınırları boyunca akar.

And the name of the second river is Gehon: the same is it that compasseth all the land of Ethiopia.

Moğolistan'ın iki ülke ile sınırları vardır: Rusya ve Çin.

Mongolia has borders with two countries: Russia and China.

Bir ordu komutanı olarak sınırları korkunç bir şekilde açığa çıktı.

his limitations as an army commander were horribly exposed.

Polis, Dan'in kendini savunma sınırları içinde hareket ettiğini tespit etti.

The police established that Dan acted within the bounds of self-defense.

Hem Kanada hem de Meksika Amerika Birleşik Devletleri sınırları boyunca yerleşmiştir.

- Canada and Mexico both share a border with the USA.
- Canada and Mexico are both located along the US borders.

- Bütün ülkeler, tüm sınırları içindeki insan grupların ecdat yadigar eserlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma sorumluluğu var.
- Bütün ülkelerin sınırları dahilinde her insan grubuyla ilgili tarihi eserleri korumak ve bunları gelecek nesillere aktarmak için bir sorumluluğu vardır.

All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations.

İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar. Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.

The name of the one is Phison: that is it which compasseth all the land of Hevilath, where gold groweth. And the gold of that land is very good: there is found bdellium, and the onyx stone.

Türkiye benim büyük ve eşsiz bilgeliğimle sınırları aşmak olarak nitelendirdiğim bir şey yaparsa Türk ekonomisini yerle bir ederim.

If Turkey does anything that I, in my great and unmatched wisdom, consider to be off limits, I will totally destroy and obliterate the economy of Turkey.

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

Everyone has the right to freedom of opinion and expression; this right includes freedom to hold opinions without interference and to seek, receive and impart information and ideas through any media and regardless of frontiers.