Translation of "Konuşamadığımı" in English

0.002 sec.

Examples of using "Konuşamadığımı" in a sentence and their english translations:

Tom, Fransızca konuşamadığımı biliyordu.

Tom knew I couldn't speak French.

Tom, Fransızca konuşamadığımı biliyor.

- Tom knows I can't speak French.
- Tom knows that I can't speak French.

Bana İngilizce konuşup konuşamadığımı sordu.

He asked me if I could speak English.

Tom muhtemelen Fransızca konuşamadığımı düşünüyordu.

- Tom probably thought I wasn't able to speak French.
- Tom probably thought that I wasn't able to speak French.

Ben Tom'a Fransızca konuşamadığımı söyledim.

I told Tom that I couldn't speak French.

Tom Fransızca konuşamadığımı biliyor mu?

- Does Tom know I can't speak French?
- Does Tom know that I can't speak French?

Tom bana Fransızca konuşup konuşamadığımı sordu.

Tom asked me if I could speak French.

Meramımı anlatmak için yeterince iyi Fransızca konuşabilip konuşamadığımı bilmiyorum.

I don't know if I can speak French well enough to make myself understood.

- Ben Tom'a Fransızca konuşamadığımı söyledim.
- Onun Fransızca konuşamadığını Tom'a söyledim.

I told Tom that he couldn't speak French.

Bunu doğru biçimde açıklamak için Fransızcayı yeterince iyi konuşabilip konuşamadığımı bilmiyorum.

I don't know if I can speak French well enough to explain this properly.

- Fransızcayı çok iyi konuşamadığımı şu ana kadar bilmelisin.
- Fransızcayı çok iyi konuşmadığımı şimdiden bilmelisiniz.

You should know by now that I can't speak French very well.