Translation of "Katkı" in English

Herkes katkı yaptı.

Everybody made contributions.

Katkı için teşekkürler.

Thank you for contributing.

Biz katkı sağlamak istiyoruz.

We want to contribute.

Robotların dünyaya katkı sağlayacağı kesindir.

The robots are sure to contribute to the world.

Tom önemli bir katkı yaptı.

Tom has made a significant contribution.

- Bu projeyi kullanabilir veya katkı yapabilirsin.
- Bu projeye katkı yapabilir veya kullanabilirsin.

You can use or contribute to this project.

çıkan sonuca sen de katkı yaparsın.

you participate in creating the outcome.

Ama şiddet ekolojilerine katkı sağlamayı durdurabiliriz.

but we can stop contributing to violent ecologies.

Zirve toplantısı dünya barışına katkı yaptı.

The summit conference made a contribution to the peace of the world.

- Nasıl katkıda bulunabilirsin?
- Nasıl katkı yapabilirsin?

How can you contribute?

Bu projeyi kullanabilir veya katkı yapabilirsin.

You can use or contribute to this project.

Bu reçele hiçbir katkı maddesi eklenmemiştir.

No additives have been added to this jam.

Kötü hissettiren bu ana ne katkı sağladı?

that feels so much worse than other moments?

Sanat ekonomiye bu kadar fazla katkı sağlıyorsa

But if the arts contributes this much to our economy,

Bu antlaşmanın dünya barışına katkı sağlayacağını umuyorum.

I hope this treaty will contribute to peace in the world.

Katkı sağlamaya devam edecek yeni nesil uygulamalar geliştireceğiz.

that will continue to contribute to sustainable development.

Bu insanlar dünya barışına çok büyük katkı sağladı.

Those people contributed greatly to world peace.

O kanser araştırmaları için büyük bir katkı yaptı.

He made a great contribution to research into cancer.

- Lütfen bir katkı yapın.
- Bir katkıda bulunun lütfen.

Please make a contribution.

Ve klişelerin sosyal eşitsizliğe nasıl katkı yaptığına vurgu yapıyorlar.

and how stereotypes contribute to social inequality.

Dünya'nın biyoçeşitliliği en zengin çölü bu katkı sayesinde burasıdır.

Helping to make this the most biodiverse desert on Earth.

Tüketim toplumu ev atıklarındaki devamlı bir artışa katkı sağlıyor.

The consumerist society contributes to a continuous increase in the amount of household waste.

Bu pul, benim koleksiyonum için iyi bir katkı olacak.

This stamp will be a good addition to my collection.

Diyet üyesi siyasi katkı üzerine bir tasarı getirdi, ama o geçmedi.

The member of the Diet brought in a bill on political contribution, but it didn't pass.

Ruhun huzura kavuşmasına, düşünceyi durdurmaktan daha fazla katkı sağlayacak bir şey yoktur.

Nothing can contribute more to peace of soul than the lack of any opinion whatsoever.