Translation of "Kalmaktadır" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kalmaktadır" in a sentence and their english translations:

Tom muhalif kalmaktadır.

Tom remains defiant.

Birçok soru cevapsız kalmaktadır.

Many questions remain unanswered.

İşsizlik sürekli yüksek kalmaktadır.

Unemployment remains persistently high.

Tom, Mary ile temasta kalmaktadır.

Tom stays in touch with Mary.

Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

My uncle is staying in Hong Kong at present.

O zamandan beri yurt dışında kalmaktadır.

She has remained abroad ever since.

Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.

In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.

Ermeniler ve Türkler arasındaki ilişkiler soğuk kalmaktadır.

Relations between Armenians and Turks remain cold.

Dinozorların aniden yok olmaları hakkında birçok teori var ama gerçek sebep hâlâ belirsiz olarak kalmaktadır.

There are many theories about the sudden extinction of the dinosaurs, but the real cause still remains anyone's guess.

Bazı tahminlere göre, özellikle Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde 130 milyondan fazla kadın ve kız çocuğu; kadın sünnetine maruz kalmaktadır.

By some estimates, over 130 million women and girls have been subjected to female genital mutilation, particularly in African and Middle Eastern countries.