Translation of "Kalma" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kalma" in a sentence and their english translations:

Susuz kalma!

- Stay hydrated!
- Stay hydrated.

Burada kalma.

Don't stay here.

Geç kalma.

Don't be late.

Boston'da kalma.

Don't stay in Boston.

Tom akşamdan kalma.

- Tom's hungover.
- Tom is hungover.

Çok uzun kalma.

Don't be long.

Yineliyorum, geç kalma!

I repeat, do not arrive late!

Fazla uzun kalma!

- Don't stay too long!
- Don't stay too long.

Okula geç kalma.

Don't be late for school.

Geç kalma eğilimindedir.

She tends to be late.

Lütfen geç kalma.

Please don't be late.

Çok geç kalma.

Don't stay up too late.

İşe geç kalma.

Don't be late for work.

Sadece geç kalma.

Just don't be late.

- Sessiz kalma hakkına sahipsin.
- Sessiz kalma hakkına sahipsiniz.

You have the right to remain silent.

Hayatta kalma arzusu kamçılandığında

Driven by a desire to survive,

Yine okula geç kalma.

Don't be late to school again.

İşlerinde kalma mücadelesi veriyorlar.

They are struggling to survive in business.

Kalma korkusuyla sıkı çalışıyor.

He is studying hard for fear he should fail.

Yerinden kalma. Hemen döneceğim.

Sit tight. I'll be right back.

Ye ve aç kalma.

Eat, and be not hungry.

Okula tekrar geç kalma.

Don't be late for school again.

Burada kalma isteğim yok.

I have no desire to stay here.

Sessiz kalma hakkına sahipsiniz.

You have the right to remain silent.

Hayatta kalma olasılığı nedir?

- What is the likelihood of survival?
- What is the likelihood of surviving?

Bütün gece dışarıda kalma.

Don't stay out all night.

Tom geç kalma eğilimindedir.

Tom tends to be late.

Akşam yemeğine geç kalma.

Don't be late for dinner.

- Tom hayatta kalma şansına sahip değildi.
- Tom'un hayatta kalma şansı yoktu.

Tom didn't have a chance of surviving.

Hayatta kalma becerileri öğreteceğimi bilmiyordum.

I didn't know I'd be teaching survival skills.

Bir türün hayatta kalma çabaları

are simply a species fighting to survive.

Okula sık sık geç kalma.

Don't be late for school so often.

Çok uzun süre güneşte kalma.

Don't stay in the sun too long.

Benim hayatta kalma şansım nedir?

What are my chances of surviving?

Bu eskiden kalma bir gelenek.

It's a time-honored tradition.

Tom geç kalma nedeninden bahsetmedi.

Tom didn't mention his reason for being late.

Senden ayrı kalma düşüncesine katlanamam.

I can't bear the thought of being away from you.

Sessiz kalma hakkımı kullanmak istiyorum.

I wish to exercise my right to remain silent.

Çok uzun süre uzakta kalma.

Don't stay away too long.

Bu gelenek Edo döneminden kalma.

This custom dates from the Edo period.

Burada yalnız kalma fikrini sevmiyorum.

I don't like the idea of you staying here alone.

Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.

I gave up all hope of survival.

Bir daha okula geç kalma.

Don't be late to school again.

Tom'un geç kalma olasılığı var.

- There's a possibility that Tom will be late.
- There's a possibility Tom will be late.

Lütfen akşam yemeğine geç kalma.

Please don't be late for dinner.

Tom çok geç kalma eğilimindedir.

Tom does tend to be late a lot.

Lütfen bir daha geç kalma.

Please don't be late again.

Tom akşamdan kalma, değil mi?

Tom is hung over, isn't he?

Hava karardıktan sonra dışarıda kalma.

Don't stay out after dark.

Gitme ya da kalma alternatifimiz var.

We have the alternative of going or staying.

Asla tekrar bu kadar geç kalma.

Never be this late again.

Yarın sabah uykuya dalıp geç kalma.

Do not oversleep tomorrow morning.

Her gece geç saatlere kadar kalma.

Don't stay up late every night.

Bu, tatil değil hayatta kalma kursu!

This is not a vacation, it's a survival course!

Tom geç kalma sebebinden söz etmedi.

Tom didn't mention the reason he was late.

O, kapalı yerde kalma korkusundan muzdarip.

She suffers from claustrophobia.

Geç kalma ihtimaline karşın acele et.

Make haste in case you are late.

Tom'un geç kalma olasılığı var mı?

Is there any chance that Tom will be late?

Tom'un bugün geç kalma şansı yok.

There's no chance that Tom will be late today.

Tom'un sınıfta uyanık kalma sorunu var.

Tom has trouble staying awake in class.

Bana okula geç kalma nedenini söyle.

Tell me the reason why you were late for school.

Tom geç kalma nedenini bize söyledi.

Tom told us the reason why he was late.

Lütfen bana geç kalma nedenini söyle.

Please tell me the reason that you were late.

Tom, hayatta kalma şansı olduğunu düşündü.

- Tom thought he had a chance to survive.
- Tom thought that he had a chance to survive.

Tom Mary'ye geç kalma nedeni açıkladı.

Tom explained the reason he was late to Mary.

Partiye gidemem. Evde kalma cezası aldım.

I can't go to the party. I'm grounded.

Senin evde kalma cezası aldığına inanamıyorum.

- I can't believe you're grounded.
- I can't believe that you're grounded.

Geç kalma olasılığı çok düşük değil.

I'm not very likely to be late.

Tom'un geç kalma nedeni muhtemelen bu.

That's probably why Tom is late.

Toplantılar sırasında uyanık kalma sorunum var.

I have trouble staying awake during meetings.

- Kalmak zorunda değiller.
- Kalma zorunlulukları yok.

They don't have to stay.

O kadar uzun kalma niyetim yoktu.

I had no intention of staying that long.

Tom'a akşamdan kalma olup olmadığını sordum.

I asked Tom if he had a hangover.

Tom, Mary'ye hayatta kalma becerilerini öğretti.

Tom taught Mary survival skills.

- Her fırsatı değerlendir.
- Hiçbir şeyden eksik kalma.

Catch as catch can.

Bizim orada kalma süremiz bir hafta olacak.

The length of our stay there will be one week.

Gece geç saatlere kadar kalma alışkanlığım yok.

I'm not in the habit of staying up late.

Elli santigrad derecenin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalma.

Do not expose to temperatures above fifty centigrade.

Isıya ya da güneş ışığına maruz kalma.

Do not expose to heat or direct sunlight.

Insanların evlerinde kapalı kalma emirlerine kızgın olması, ...

having people become angry that they are in shelter in place orders,

Onun gitme ya da kalma seçeneği vardı.

She had a choice of going or remaining.

Evde kalma cezası almak için ne yaptın?

What did you do to get grounded?

Tom'un tek başına evde kalma arzusu yoktu.

Tom had no desire to stay home by himself.

Bu gece geç saatlere kadar ayakta kalma.

Don't stay up late tonight.

Tom kalma hakkında fikrini değiştirmiş gibi görünüyor.

Tom seems to have changed his mind about staying.

Bu yağlı boya tablo 17. yüzyıldan kalma.

This oil painting dates from the 17th century.

Kanseri erken yakalamak hayatta kalma oranını arttırır.

Catching cancer early increases survival odds.

Türkiye'de Roma döneminden kalma üç lahit bulundu.

Three Roman sarcophagi have been discovered in Turkey.

Tom, Mary'ye temel hayatta kalma teknikleri öğretti.

Tom taught Mary basic survival skills.

Bu, soyutlanma ya da yalnız kalma zamanı değil.

It's not a time to be isolated or alone.