Translation of "Susuz" in English

Susuz kalma!

- Stay hydrated!
- Stay hydrated.

Susuz değilim.

- I am not thirsty.
- I'm not thirsty.
- I am unthirsty.

Tom susuz.

- Tom's dehydrated.
- Tom is dehydrated.

Susuz yaşayamazsın.

- One can't live without water.
- You can't live without water.

Susuz yapamayız.

We cannot do without water.

Susuz yaşayabilirim.

I can live without water.

Aşırı susuz durumdayım.

I'm mega-dehydrated.

Lütfen susuz gel.

Please come thirsty.

Bitkiler susuz ölürler.

Plants die without water.

- Susamadım.
- Susuz değilim.

- I am not thirsty.
- I'm not thirsty.

Çiçekler susuz ölür.

Without water, the flowers die.

Susuz yaşamak imkansızdır.

It is impossible to live without water.

Susuz var olamazsın.

You can't exist without water.

Susuz olduğunuzda içiniz.

Drink when you are thirsty.

Susuz yaşam yoktur.

No water, no life.

Sen susuz yaşayamazsın.

- One can't live without water.
- You can't live without water.
- You cannot live without water.
- Without water one cannot live.

Tom susuz kalmıştı.

Tom was dehydrated.

Havasız ve susuz yaşayamayız.

Without air and water, we would not be able to live.

Şu anda susuz değilim.

I'm not thirsty right now.

Tom susuz olduğunu söyledi.

- Tom said he was thirsty.
- Tom said that he was thirsty.

Tom susuz olmadığını söyledi.

- Tom said he wasn't thirsty.
- Tom said that he wasn't thirsty.

Ben çok susuz değildim.

I wasn't very thirsty.

Susuz bir gün daha yaşayamayız.

We can't live another day without water.

Susuz bir gün bile yaşayamayız.

- We can't live without water for even a day.
- We can't live without water for even one day.

Susuz hiçbir yaşam mümkün değildir.

Without water, no life is possible.

Biz susuz, yorgun ve açtık.

We were thirsty, tired and hungry.

Tom, Mary'nin susuz olmadığını söyledi.

Tom said that Mary wasn't thirsty.

Susuz bir gün daha bile yaşayamayız.

We can't live even one more day without water.

Ben gerçekten bu kadar susuz değilim.

I'm not really that thirsty.

Tom, Mary'nin susuz olup olmadığını bilmiyor.

Tom doesn't know whether Mary is thirsty or not.

- Su olmadan hayat olamaz.
- Susuz hayat olamaz.

- Life cannot exist without water.
- Life can't exist without water.

Tom susuz kırmızı şarap içmeyi tercih eder.

Tom prefers to drink dry red wine.

Tom, Mary'nin muhtemelen hâlâ susuz olduğunu söyledi.

- Tom said Mary is probably still thirsty.
- Tom said that Mary is probably still thirsty.

- Su olmadan varlığımızı sürdüremeyiz.
- Susuz var olamayız.

- Without water, we cannot exist.
- Without water, we can't exist.

- İnsan susuz yaşayamaz.
- İnsanlar su olmadan yaşayamaz.

Men can't live without water.

- İnsanlar su olmadan yaşayamaz.
- İnsanlar susuz yaşayamaz.

People can't live without water.

Viskinizi susuz mu istersiniz yoksa onu suyla karıştırmalımıyım?

Do you want your whiskey straight or should I mix it with water?

- Şu anda susuz değilim.
- Şu anda susamış değilim.

At the moment I am not thirsty.

Emily'nin bir şeyler içmeye ihtiyacı var, çünkü o susuz.

Emily needs to drink something, because she's thirsty.

Kaynak, yiyecek bulmak ve susuz kalmamak için en iyi şansınız,

It's your best chance of resources, food, staying hydrated,

O aç olduğunu söyledi ve sonra ayrıca susuz olduğunu da ekledi.

He said he was hungry, and then he added that he was also thirsty.

İnsan gıda olmadan 40 gün kadar yaşayabilir fakat susuz en fazla 7.

Human beings can live up to 40 days without food, but no more than 7 without water.

Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.

It's the end of a long, hot dry season. Daytime temperatures are topping 40 Celsius.