Translation of "Kalkıp" in English

Kalkıp gittim,

and then I left,

Tom kalkıp ayrıldı.

Tom got up and left.

Tom kalkıp paltosunu giydi.

Tom stood and put on his coat.

Sen kalkıp pencereye gittin.

You got up and went to the window.

Yatıp kalkıp haline şükretmelisin.

You should count your blessings.

Herkes ayağa kalkıp, çocuğunu omuzuna alsın.

Everyone get up and put your children on your shoulders.

Konuşmasını bitirdikten sonra ayağa kalkıp gitti.

When he finished speaking, he stood up and walked away.

- Kalkıp gitti.
- O kalktı ve gitti.

- He got up and went away.
- He got up and left.

Tom ayağa kalkıp topallayarak odadan çıktı.

Tom got up and limped out of the room.

Her gün yataktan kalkıp heyecanla işime gidiyorum.

I wake up every day, and I'm so excited to go to work.

Ama en azından ayağa kalkıp ilerlemeye çalışıyorsanız

But if you at least, like, stand up and try to move forward,

Her zamanki gibi sabah erkenden kalkıp koştu.

As usual, he got up early in the morning and jogged.

Her zamanki gibi sabah erkenden kalkıp koşuya gitti.

As usual, he got up early in the morning and went jogging.

O, bu öğleden sonra ayağa kalkıp hareket edecek.

She'll be up and around this afternoon.

Amuda kalkıp duran biri hariç, herkes aynı görünüyor.

Everyone looks the same, except the one standing on his head.

Depresyon zenginler içindir. Fakirler sabah kalkıp işe gider.

Depression is for the wealthy. The poor get up in the morning and go to work.

- Birden kalkıp odadan çıktı.
- Birden kalktı ve odadan çıktı.

He got up suddenly and walked out of the room.

O her zaman olduğu gibi sabahleyin erkenden kalkıp jogginge gitti.

As always, he got up early in the morning and went jogging.

Soru hakkında: "Kahvaltıda ne içersin.", " Hiçbir şey. Kalkıp e-postamı okurum."

About the question: "What do you drink for breakfast?", "Nothing. I get up and read my email."

Tom müziğin çok yüksek olduğunu düşünüyordu fakat kalkıp kısamayacak kadar yorgundu.

- Tom thought the music was too loud, but he was too tired to get up and turn the volume down.
- Tom thought that the music was too loud, but he was too tired to get up and turn the volume down.

Köpeğimin adı Belysh. Bu yaz ona pençesini çıkarmasını öğrettim. Her sabah erkenden kalkıp onu besliyorum. Sonra yürüyüşe çıkarız. O beni diğer köpeklerden korur. Ben bisiklet sürmeye gittiğimde, o yanımda koşuyor. Onun bir arkadaşı var, adı Chernyshka. O onunla oynamaktan hoşlanıyor. Belysh çok kibar ve zeki bir köpek.

My dog's name is Belysh. This summer I taught him to put out his paw. Every morning I wake up early and feed him. Then we go for a walk. He defends me from other dogs. When I go bike riding, he runs beside me. He has a friend, her name is Chernyshka. He likes playing with her. Belysh is a very kind and clever dog.