Translation of "Paltosunu" in English

Tom paltosunu giydi.

Tom put on his overcoat.

O paltosunu çıkardı.

He took off his coat.

O, paltosunu çıkardı.

He took off his overcoat.

Tom paltosunu ilikledi.

Tom buttoned up his coat.

Tom paltosunu çıkardı.

Tom took off his overcoat.

Tom kalkıp paltosunu giydi.

Tom stood and put on his coat.

Tom paltosunu giyip çıktı.

- Tom put on his coat and left.
- Tom put his coat on and left.

Tom hâlâ paltosunu giyiyor.

Tom still has his coat on.

Tom, Mary'nin paltosunu astı.

Tom hung up Mary's coat.

Paltosunu çıkarıp yere attı.

He took off his coat and threw it on the floor.

- Paltosunu çıkardı ve onu tekrar giydi.
- Paltosunu çıkarıp tekrar giydi.

He took off his coat and put it on again.

Dışarı çıkmadan önce paltosunu giydi.

She put on her overcoat before going out.

Tom paltosunu ve eldivenlerini çıkardı.

- Tom took off his coat and gloves.
- Tom took his coat and gloves off.

Paltosunu onun omuzlarının üzerine örttü.

He draped his coat over her shoulders.

Tom yanlışlıkla başkasının paltosunu giydi.

Tom put on someone else's coat by mistake.

Tom paltosunu almak için içeriye girdi.

Tom went back inside to get his coat.

Tom bana paltosunu nereye koyabileceğini sordu.

Tom asked me where he could put his coat.

Tom bana paltosunu nereye koyacağını sordu?

Tom asked me where to put his coat.

Tom paltosunu Mary'nin omuzlarının üzerine örttü.

Tom draped his coat over Mary's shoulders.

Tom paltosunu tuttu ve onu geri giydi.

Tom grabbed his coat and put it back on.

Tom paltosunu çıkardı ve onu yere attı.

Tom took off his coat and threw it on the floor.

Tom hol dolabından paltosunu çıkardı ve onu giydi.

Tom took his coat out of the hall closet and put it on.

Paltosunu çıkardı çünkü artan sıcaklıkta kalın gelmeye başlamıştı.

He took off his coat because it was getting too hot to wear it.

Tom paltosunu çıkardı çünkü onu giymek için çok sıcaktı.

Tom took off his coat because it was getting too hot to wear it.

Tom paltosunu giymeye başladı ama sonra biraz daha uzun kalmaya karar verdi.

Tom started to put his coat on, but then decided to stay a bit longer.