Translation of "Kalbinde" in English

O kalbinde genç.

He is young at heart.

Kalbinde hiç kötülük yoktu.

She didn't have any malice in her heart.

Tom şehrin kalbinde yaşıyor.

- Tom lives in the heart of the city.
- Tom lives in the very heart of the city.

Kalbinde ne olduğunu söyle.

- Say what is in your heart.
- Say what's in your heart.

Almanya Avrupanın kalbinde uzanıyor.

Germany lies at the heart of Europe.

Kuzenim, Paris'in kalbinde yaşıyor.

My cousin lives in the heart of Paris.

Almanya, Avrupa'nın kalbinde yer alır.

Germany lies in the heart of Europe.

Leyla, Silikon Vadisi'nin kalbinde yaşar.

Layla lives in the heart of Silicon Valley.

Kalbinde ikinci fark edeceğiniz şey ruhunuzdur.

The second thing you discover is your soul.

Cennet ve cehennem, insanın kalbinde bulunur.

Heaven and hell exist in the hearts of man.

Cennet ve cehennem sadece insanın kalbinde bulunur.

Heaven and hell exist only in the human heart.

- Tom'da ritim bozukluğu var.
- Tom'un kalbinde ritim bozukluğu var.

Tom has cardiac arrhythmia.

Beyaz Rusya, ABD eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice tarafından "Avrupa'nın kalbinde kalan son gerçek diktatörlük" olarak tanımlanmıştır.

Belarus has been described by former US secretary of state Condoleezza Rice as "the last remaining true dictatorship in the heart of Europe".