Translation of "Yaşar" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Yaşar" in a sentence and their portuguese translations:

Balıklar suda yaşar.

Peixes vivem na água.

Londra'nın banliyölerinde yaşar.

Ele mora na periferia de Londres.

Tom Detroit'te yaşar.

Tom vive em Detroit.

O arabasında yaşar.

Ele mora dentro de seu carro.

Hayvanlar ormanda yaşar.

Os animais vivem no bosque.

Balık denizde yaşar.

Os peixes vivem no mar.

Onunla birlikte yaşar.

- Ela mora com ele.
- Ela vive com ele.

Bedeviler çölde yaşar.

Os beduínos vivem no deserto.

Bataklıkta birçok balıkçıl yaşar.

Muitas garças vivem no pântano.

Panda yalnızca Çin'de yaşar.

Os ursos pandas vivem somente na China.

O, New York'ta yaşar.

Ele mora em Nova Iorque.

Tom bu mahallede yaşar.

Tom mora neste bairro.

Onlar bir evde yaşar.

- Eles moram numa casa.
- Eles moram em uma casa.

O, sarı evde yaşar.

Ele mora na casa amarela.

Amcam İspanyanın doğusunda yaşar.

- O meu tio mora no leste espanhol.
- O meu tio mora no leste da Espanha.

Burada bir ayı yaşar.

Aqui vive um urso.

Kelebekler ne kadar yaşar?

As borboletas vivem por quanto tempo?

Tom burada yalnız yaşar.

Tom mora aqui sozinho.

O, kent dışında yaşar.

Ele mora fora da cidade.

Tom bize yakın yaşar.

Tom mora perto de nós.

Tom üçüncü katta yaşar.

Tom mora no terceiro andar.

O benden uzak yaşar.

Ela mora longe de mim.

John, New York'ta yaşar.

John mora em Nova Iorque.

Parka yakın bir yerde yaşar.

Ele mora em algum lugar perto daquele parque.

Kaplanlar cangılda, aslanlar savanada yaşar.

Os tigres vivem na selva; os leões, na savana.

O, ormanda tek başına yaşar.

Ele mora sozinho na floresta.

Noel Baba Kuzey Kutbu'nda yaşar.

O Papai Noel mora no Polo Norte.

Çoğu kişi kentsel alanlarda yaşar.

A maioria das pessoas vive em áreas urbanas.

Tom Boston'da yaşar ve çalışır.

O Tom mora e trabalha em Boston.

Tom buradan uzakta mı yaşar?

- O Tom mora longe daqui?
- Tom mora longe daqui?

O, bu tepenin üstünde yaşar.

Ele mora no topo desta colina.

Kraliyet ailesi kraliyet evinde yaşar.

A família real mora na Casa Real.

O, bir apartmanda yalnız yaşar.

Ela mora sozinha num apartamento.

Kız kardeşim Yokohama yakınında yaşar.

Minha irmã mora perto de Yokohama.

Bir kaplumbağa ne kadar yaşar?

Quanto tempo vive uma tartaruga?

Bir kelebek ne kadar yaşar?

- Uma borboleta vive por quanto tempo?
- Quanto tempo vive uma borboleta?

O bir kral gibi yaşar.

Ele vive como um rei.

Tom ebeveynleri ile birlikte yaşar.

Tom mora com os pais.

Tom küçük bir evde yaşar.

- Tom mora em uma casa pequena.
- Tom mora em uma casinha pequenina.

O tutumlu bir şekilde yaşar.

Ele vive de maneira econômica.

Londra'nın fakir bir bölgesinde yaşar.

Ele vive numa região pobre de Londres.

O, rahat küçük bir evde yaşar.

Ele vive numa casinha confortável.

O oldukça büyük bir konakta yaşar.

Ela mora em uma mansão bem grande.

Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.

O rei e sua família vivem no palácio real.

- Tom Boston'da yaşıyor.
- Tom Boston'da yaşar.

Tom mora em Boston.

Thomas, Fransa'da yaşar ama Belçika'da çalışır.

Thomas mora na França, mas trabalha na Bélgica.

Bu gezegende hayvan ve bitkiler yaşar.

Animais e plantas moram nesse planeta.

Birçok genç aile bu bölgede yaşar.

Muitas familías novas moram nessa área.

Ayılar ormanlarda yaşar ve insanlardan hoşlanmazlar.

Os ursos vivem em florestas e não gostam de pessoas.

Tom bu apartmanın üçüncü katında yaşar.

Tom mora no terceiro andar deste prédio.

- Tokyo'da her çeşit insan yaşar.
- Tokyo'da her türlü insan yaşıyor.
- Tokyo'da her türde insan yaşar.

Em Tóquio mora todo tipo de gente.

- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
- Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.

Este pássaro não vive nem no Japão nem na China.

- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.

Ela vive sozinha.

Tom ve Mary güvenlikli bir sitede yaşar.

Tom e Maria moram num condomínio fechado.

Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun yaşar.

Em geral, as mulheres vivem mais que os homens.

O, küçük bir apartmanda onunla birlikte yaşar.

Ela mora com ele num apartamento pequeno.

Birçok güve, yetişkin olarak sadece birkaç gün yaşar.

Muitas mariposas vivem apenas alguns dias como adultas.

Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kıyı yakınında yaşar.

Mais de um terço da população mundial vive próximo à costa.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Animais selvagens vivem na floresta.

- O, zemin katta yaşar.
- O, zemin katta oturuyor.

Ela mora no térreo.

Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.

Os vampiros não são a única ameaça. Também vivem aqui leões-marinhos.

Tango küçük bir köyde küçük bir erkek çocuğuyla yaşar.

Tango mora com um menininho num vilarejo.

İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.

Nos pinhais da Escandinávia, há um ser com poderes quase sobrenaturais.

- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşar.
- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşıyor.

A irmã dela mora na Escócia.

- Penguenler Kuzey Kutbu'nda mı yaşar?
- Penguenler Kuzey Kutbu'nda mı yaşarlar?

Há pinguins no Polo Norte?

- O, apartmanda yaşıyor.
- O apartmanda yaşıyor.
- O bir apartman dairesinde yaşar.

Ele mora num apartamento.

Bu ormanda tilkiler, sincaplar, kirpiler ve diğer birçok küçük hayvanlar yaşar.

Nesse bosque vivem raposas, esquilos, pequenos ouriços e muitos outros animais pequenos.

Fakat tungaralar sadece bir yıl yaşar. Bu, üremek için son şansı olabilir.

Mas as rãs-verrugosas só vivem um ano. Esta pode ser a sua última oportunidade de se reproduzir.

- John, New York'ta yaşıyor.
- John, New York'ta oturuyor.
- John, New York'ta yaşar.

John mora em Nova Iorque.

Bu olacak şey değil ama onun gibi yaşar, kim beni soyacak diye dertlenirdim.

Seria impossível. Mas eu viveria como ele, desesperado por descobrir quem me andava a roubar.

- Bu küçücük köyde elli tane aile yaşar.
- Bu küçücük köyde elli aile yaşıyor.

Neste povoado moram cinquenta famílias.

- Az sayıda kişi yüz yaşına kadar yaşar.
- Çok az kişi yüz yaşına kadar yaşıyor.

- Poucas pessoas vivem até os cem anos.
- Poucas pessoas vivem até os cem anos de idade.

- İki aile o evde yaşıyor.
- O evde iki aile yaşıyor.
- O evde iki aile yaşar.

Duas famílias vivem naquela casa.

- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşamaktadır.

Peixes como a carpa e a truta vivem em água doce.