Translation of "Yaşar" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Yaşar" in a sentence and their spanish translations:

Balıklar suda yaşar.

Los peces viven en el agua.

İnekler otla yaşar.

Las vacas viven en el pasto.

O, malikhanesinde yaşar.

Vive en su propiedad en el campo.

O Cardiff'te yaşar.

Él vive en Cardiff.

Tom Detroit'te yaşar.

Tom vive en Detroit.

O arabasında yaşar.

Vive en su coche.

Hayvanlar ormanda yaşar.

Los animales viven en el bosque.

Balık denizde yaşar.

Los peces viven en el mar.

Onunla birlikte yaşar.

Ella vive con él.

Bedeviler çölde yaşar.

Los beduinos viven en el desierto.

Zürafalar Afrika'da yaşar.

Las jirafas viven en África.

Bataklıkta birçok balıkçıl yaşar.

Muchas garzas viven en el pantano.

Amcam İspanyanın doğusunda yaşar.

Mi tío vive en el este de España.

Şehrin batı kesiminde yaşar.

- Él vive en el distrito oeste de la ciudad.
- Él vive en la parte occidental de la ciudad.

O, bilgisayarı için yaşar.

Vive para el ordenador.

O, New York'ta yaşar.

- Ella vive en Nueva York.
- Él vive en Nueva York.

Beyaz ayılar Arktika'da yaşar.

Los osos blancos viven en el Ártico.

Onlar bir evde yaşar.

- Ellos viven en una casa.
- Viven en una casa.

O, sarı evde yaşar.

Él vive en la casa amarilla.

Bir ejderha mağarada yaşar.

Un dragón vive en la cueva.

İyimserler daha çok yaşar.

Los optimistas viven más.

O konfor içinde yaşar.

Ella vive con comodidad.

John, New York'ta yaşar.

John vive en Nueva York.

Burada bir ayı yaşar.

- Aquí vive un oso.
- Un oso vive aquí.

O, kent dışında yaşar.

Él vive fuera de la ciudad.

Tom bize yakın yaşar.

Tom vive cerca de nosotros.

Burada yirmi aile yaşar.

Veinte familias viven aquí.

Caddenin karşı tarafında karşımızda yaşar.

Vive al otro lado de nuestra calle.

Tom küçük bir köyde yaşar.

Tom vive en una pequeña villa.

Bu evde tek başına yaşar.

Ella vive sola en esta casa.

O, ormanda tek başına yaşar.

Él vive solo en el bosque.

Noel Baba Kuzey Kutbu'nda yaşar.

- Santa Klaus vive en el Polo Norte.
- Papá Noel vive en el Polo Norte.

Çoğu kişi kentsel alanlarda yaşar.

La mayoría de la gente vive en áreas urbanas.

Tom Boston'da yaşar ve çalışır.

Tom vive y trabaja en Boston.

O balık tatlı suda yaşar.

Ese pez es de agua dulce.

Tom buradan uzakta mı yaşar?

- ¿Tom vive lejos de acá?
- ¿Tom vive lejos de aquí?

O, bir apartmanda yalnız yaşar.

Ella vive sola en un departamento.

Kız kardeşim Yokohama yakınında yaşar.

Mi hermana vive cerca de Yokohama.

O bir kral gibi yaşar.

Él vive como un rey.

O benim evimden uzakta yaşar.

Él vive muy lejos de mi casa.

Tom ebeveynleri ile birlikte yaşar.

Tom vive con sus padres.

O oldukça büyük bir konakta yaşar.

Ella vive en una mansión bastante grande.

O, çok büyük bir evde yaşar.

Vive en una casa muy grande.

Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.

El rey y su familia viven en el palacio real.

- Tom Boston'da yaşıyor.
- Tom Boston'da yaşar.

Tom vive en Boston.

Onlar bu apartmanın 12. katında yaşar.

Viven en la planta doce de este bloque.

İspanya'nın güneyindeki büyük bir kentte yaşar.

Él vive en una gran ciudad en el sur de España.

Tom ayakkabı numarasını bulmakta sorun yaşar.

Tom tiene problemas encontrando su talla de zapato.

Bazı balıklar nehirlerde yaşar, diğerleri denizde.

Algunos peces viven en los ríos, otros en el mar.

Buradaki insanlar huzurlu bir hayat yaşar.

Las personas de aquí llevan una vida tranquila.

Tom bu apartmanın üçüncü katında yaşar.

Tom vive en el tercer piso de este edificio.

Bu balık türü sığ sularda yaşar.

Este pez vive en aguas poco profundas.

- Tokyo'da her çeşit insan yaşar.
- Tokyo'da her türlü insan yaşıyor.
- Tokyo'da her türde insan yaşar.

Todo tipo de personas viven en Tokio.

- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
- Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.

Este pájaro no vive ni en Japón ni en China.

Az insan, yüz yıldan daha uzun yaşar.

Pocas personas llegan a vivir más de cien años.

- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.

Ella vive sola.

Çok az insan yüz yaşına kadar yaşar.

Pocas personas llegan a vivir cien años.

Bu semtte pek çok zengin kişi yaşar.

Mucha gente rica vive en este barrio.

O zengin fakat bir dilenci gibi yaşar.

Él es rico, pero vive como un mendigo.

Bizim ebeveynlerimiz bizim tam karşımızdaki caddede yaşar.

Nuestros padres viven justo al otro lado de la calle.

Tom senin yaşadığın yerden uzakta mı yaşar?

¿Tom vive lejos de donde vives tú?

Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.

Las lenguas no están grabadas en piedra. Las lenguas viven a través de todos nosotros.

O, küçük bir apartmanda onunla birlikte yaşar.

- Ella vive con él en un departamento pequeño.
- Ella vive con él en un pequeño apartamento.

Sadece Alice ve tavşan Harikalar Diyarı'nda yaşar.

En el País de las Maravillas solo viven Alicia y el conejo.

Birçok güve, yetişkin olarak sadece birkaç gün yaşar.

Muchas polillas viven solo unos días como adultas.

Çok az sayıda insan 100 yaşına kadar yaşar.

Muy pocas personas viven hasta los 100 años.

Aç insanların % 98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşar.

El 98% de las personas que pasan hambre viven en países en desarrollo.

- O yoksul kenar mahallede yaşıyor.
- O, gettoda yaşar.

Vive en el gueto.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

En el bosque viven animales salvajes.

Amcam, ki o Paris'te yaşar, bizi görmeye geldi.

Mi tío, que vive en París, vino a vernos.

- John, New York'ta yaşıyor.
- John, New York'ta yaşar.

John vive en Nueva York.

Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.

Este pájaro no vive ni en Japón ni en China.

- O, zemin katta yaşar.
- O, zemin katta oturuyor.

- Ella vive en el bajo.
- Ella vive en el entresuelo.

Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.

Los vampiros no son la única amenaza. Los leones marinos también viven aquí.

Tango küçük bir köyde küçük bir erkek çocuğuyla yaşar.

Tango vive con un pequeño muchacho en una pueblo pequeño.

İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.

En los pinares de Escandinavia, hay una criatura con poderes casi sobrenaturales.

- Japonya'da birçok kuş türü yaşar.
- Japonya'da birçok kuş türü yaşıyor.

Muchas clases de pájaros viven en Japón.

- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşar.
- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşıyor.

Su hermana vive en Escocia.

- Penguenler Kuzey Kutbu'nda mı yaşar?
- Penguenler Kuzey Kutbu'nda mı yaşarlar?

¿Viven los pingüinos en el Polo Norte?

- O, apartmanda yaşıyor.
- O apartmanda yaşıyor.
- O bir apartman dairesinde yaşar.

- Él vive en un apartamento.
- Vive en un apartamento.