Translation of "Yaşar" in Japanese

0.042 sec.

Examples of using "Yaşar" in a sentence and their japanese translations:

Balıklar suda yaşar.

- 魚は水中に住んでいる。
- 魚は水の中で暮らす。

İnekler otla yaşar.

牛は草を食べて生きている。

O, malikhanesinde yaşar.

彼はいなかの屋敷に住んでいる。

Londra'nın banliyölerinde yaşar.

彼はロンドンの郊外に住んでいる。

Hayvanlar ormanda yaşar.

動物たちは森に住んでいる。

Balık denizde yaşar.

魚は海に住んでいる。

Onunla birlikte yaşar.

彼女は彼と一緒に住んでいます。

Bataklıkta birçok balıkçıl yaşar.

その沼にはサギがたくさん住んでいる。

Birçok halklar Asya'da yaşar.

アジアには多民族が住んでいる。

O, New York'ta yaşar.

彼女はニューヨークで暮らしている。

İyimserler daha çok yaşar.

楽観的な人は長生きします。

O konfor içinde yaşar.

彼女は安楽に暮らしている。

Amcam İspanyanın doğusunda yaşar.

私のおじさんはスペイン東部にすんでいる。

O, o evde yaşar.

あの家には彼女が住んでいます。

Tom burada yalnız yaşar.

トムはここに独りで住んでいる。

Burada yirmi aile yaşar.

ここには20家族が住んでいる。

Erken kalkan uzun yaşar.

早寝早起きする人は長生きするものだ。

İyimserler daha uzun yaşar.

楽観的な人は長生きします。

Şehrin batı kesiminde yaşar.

彼は町の西部に住んでいる。

- Okyanusun yanında yaşar ama yüzemez.
- Okyanusun yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

海の近くに住んでいるのが、彼女は泳げない。

Şu adalarda hangi hayvanlar yaşar?

その島々にはどんな動物が住んでいるのですか。

O balık tatlı suda yaşar.

その魚は真水に住む。

O, tam bizim karşımızda yaşar.

彼女は我々の真向かいに住んでいる。

Kyushu'da küçük bir köyde yaşar.

彼は九州の小さな村に住んでいる。

O, ormanda tek başına yaşar.

彼は一人で森に住んでいる。

Parka yakın bir yerde yaşar.

彼はどこかその公園にのあたりに住んでいる。

Caddenin karşı tarafında karşımızda yaşar.

彼は私たちと道を隔てた反対側に住んでいます。

Tom küçük bir köyde yaşar.

トムは小さな村に住んでいる。

O, günde 3000 yenle yaşar.

彼は一日三千円で生活している。

Londra'nın fakir bir bölgesinde yaşar.

彼はロンドンの貧しい地区に住んでいる。

Süt ve sebzeye dayalı yaşar.

彼女はミルクと野菜だけで生活している。

Kırsalda tamamen yalnız başına yaşar.

彼は田舎で、全く一人で暮らしている。

Tom ve karısı ayrı yaşar.

トムは妻と別居している。

Çoğu kişi kentsel alanlarda yaşar.

大部分の人々は都市部に住んでいる。

O, bir apartmanda yalnız yaşar.

彼女は一人でアパートに住んでいる。

Kız kardeşim Yokohama yakınında yaşar.

私の妹は横浜の近くに住んでいる。

O benim evimden uzakta yaşar.

彼は私の家から遠く離れた所に住んでいます。

Tom ebeveynleri ile birlikte yaşar.

トムはご両親と住んでいます。

Bu evde tek başına yaşar.

彼女は一人でこの家に住んでいます。

O, çok büyük bir evde yaşar.

彼は巨大な家に住んでいる。

O muhtemelen yüz yaşına kadar yaşar.

彼女は百歳まで生きられそうだ。

Bizim üstümüzde bir apartman dairesinde yaşar.

彼女はわれわれの上のアパートに住んでいます。

O, rahat küçük bir evde yaşar.

彼は住み心地がよい小さな家に住んでいます。

O oldukça büyük bir konakta yaşar.

彼女はちょっとした邸宅に住んでいる。

Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.

国王とその家族は王宮に住んでいる。

- Tom Boston'da yaşıyor.
- Tom Boston'da yaşar.

- トムはボストンに住んでいる。
- トムはボストンで暮らしている。

Onlar bu apartmanın 12. katında yaşar.

彼らはマンションの12階に住んでいる。

Bütün yıl orada yaşar ve çalışır.

彼は一年中そこで暮らして仕事をしている。

Bu gezegende hayvan ve bitkiler yaşar.

動物と植物がこの惑星にはすんでいる。

Kadınlar genellikle erkeklerden daha uzun yaşar.

- 女性は通常男性よりも長生きする。
- 女性は一般に男性より長生きする。

İnsanlar sadece yaklaşık 70 yıl yaşar.

人生わずか70年である。

Bazı balıklar nehirlerde yaşar, diğerleri denizde.

川に住む魚もいれば、海に住む魚もいる。

Tom bu apartmanın üçüncü katında yaşar.

トムはこのアパートの三階に住んでいる。

- Tokyo'da her çeşit insan yaşar.
- Tokyo'da her türlü insan yaşıyor.
- Tokyo'da her türde insan yaşar.

東京には色々な人が住んでいる。

- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
- Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.

この鳥は日本にも中国にも生息していない。

Az sayıda kişi doksan yaşına kadar yaşar.

90歳まで生きる人は少ない。

Az insan, yüz yıldan daha uzun yaşar.

百歳以上生きる人はほとんどいない。

- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.

彼は一人で暮らしている。

Az sayıda insan 100 yaşına kadar yaşar.

百歳まで生きる人はほとんどいません。

O zengin fakat bir dilenci gibi yaşar.

- 彼は金持ちのくせに乞食のような生活をしている。
- 彼は金持ちだが、まるで物乞いのような生活をしている。

Bizim ebeveynlerimiz bizim tam karşımızdaki caddede yaşar.

両親はうちの向かいに住んでいる。

Ben değil ama erkek kardeşim Sendai'de yaşar.

私でなく私の兄が仙台に住んでいる。

Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun yaşar.

女の人は一般的に男の人より長生き。

Kurtlar av hayvanlarının çokça bulunduğu bölgelerde yaşar.

オオカミは獲物が豊富な地域に住んでいる。

Birçok güve, yetişkin olarak sadece birkaç gün yaşar.

‎ガの成虫は大抵 数日の命だ

Bu kentin kuzey kesiminde daha fazla insan yaşar.

街の北部のほうが、人口が多い。

Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kıyı yakınında yaşar.

世界人口の三分の一が、沿岸部に住んでいる。

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

野獣は森に住んでいる。

Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.

‎敵は吸血鬼だけじゃない ‎ここではトドも暮らす

İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.

‎スカンディナビアの森には‎― ‎超能力に近い ‎能力を持つ動物がいる

- Japonya'da birçok kuş türü yaşar.
- Japonya'da birçok kuş türü yaşıyor.

何種類もの鳥が日本に住んでいる。

Fakat tungaralar sadece bir yıl yaşar. Bu, üremek için son şansı olabilir.

‎しかし彼らの寿命は1年 ‎繁殖の機会はとても貴重だ

- John, New York'ta yaşıyor.
- John, New York'ta oturuyor.
- John, New York'ta yaşar.

ジョンはニューヨークに住んでいる。

- O, kumsalın yanında yaşıyor ama yüzemez.
- O, kumsalın yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

海の近くに住んでいるのが、彼女は泳げない。

Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz olan her aile mutsuzluğunu kendine göre yaşar.

すべての幸福な家庭という物はお互いに似通っているが不幸な家庭という物はめいめいそれなりに違った不幸があるものだ。

- Az sayıda kişi yüz yaşına kadar yaşar.
- Çok az kişi yüz yaşına kadar yaşıyor.

- 百歳まで生きる人はほとんどいません。
- 100歳の長寿をまっとうする人は少ない。

- Paris'te yaşayan amcam bizi görmeye geldi.
- Amcam, ki o Paris'te yaşar, bizi görmeye geldi.

私のおじは、パリに住んでいますが、私たちに会いに来ました。

- O zengin fakat bir dilenci gibi yaşar.
- O zengin ve bir dilenci gibi yaşıyor.

彼は金持ちのくせに乞食のような生活をしている。

- İki aile o evde yaşıyor.
- O evde iki aile yaşıyor.
- O evde iki aile yaşar.

あの家には2家族が住んでいる。

- Karılar genellikle kocalardan daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

妻は夫より長生きするものだ。

Yağmur ormanları dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına karşın; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

雨林は地表のわずか2%をしめるに過ぎないが、世界の野生の動植物、及び昆虫の半分以上の種類がそこで生息している。